Herhalde Avrupa’da nerede yaşamak isterdin diye sorsalar ben Berlin’i seçerdim. Yerlileri kusura bakmasın, bazen kendilerinden daha çok sahiplendiğim oluyor. Seviyorum merkez! Berlin Duvarı’nın izleri, hikayeleri, savaş tarihi ve binlerce yıl öncesine ait eserler içeren müzeleriyle büyüleyici bir tarihi olan şehir. Bunun yanında bir şehirden beklediğiniz hemen her şeyi size sunuyor. Dünyanın dört bir yanından modern, canlı, çok kültürlü sokak sanatı var. Avrupa’nın ucuz başkentlerinden de biri.

Neden Berlin?

Berlin, Avrupa’nın kalbi ve tarih dolu. Canlı, çok kültürlü, tarih, yemek, sanat, gece hayatı veya kültür ne ararsan onda! Evet tatlım sen! Berlin’de tam olarak aradığın şeyi bulacaksın. Belki en popi Avrupa şehri değil ama seksi. Ve özellikle yaz aylarında çekiciliğiyle dayanılmaz!

  • Avrupa’da yer alan diğer ülkelere nazaran yaşam daha ucuz.
  • Gelişmiş ama gelişirken çirkinleşmemiş.
  • Kocaman bir tarihle dolu.
  • Disiplinli.
  • Doğası, yeşili, parkları doyumsuz güzel!
  • Yolda yürürken bir bank altında bir çanta görebilirsiniz. İçi tabak çanakla dolu. Belki de hiç kullanılmamış etiketleri üzerinde. İşte bunu tamamen ihtiyacı olanlar için bırakmışlardır. Ve aynı şekilde kıyafet ve elbiseler de bulabilirsiniz.
  • Yolları geniş. Öyle geniş ki bisiklet yolları var yayla gibi. Herkes işine gücüne, okuluna bisikletle gidebiliyor.
  • Metro vagonlarında bisiklet bölümü var.
  • Trafik mi? O da ne! E üstteki maddeden sonra, doğal olarak böyle bir bunalım  yok bu şehirde.
  • Yaşam kalitesi yüksek.
  • O cafe ve restoranda çalışan garson, herhangi bir sektör çalışanı; mühendistir, tasarımcıdır işte en güzel şeylerden biri de bu aslında. Aldıkları maaş arasında uçurum yok.
  • Kimse kimseyi yer gibi bakmıyor.

İlk görüş için kara kışta gitmek zor olabilir! Türkiye’ye göre kuzeyde bulunduğundan dolayı, doğal olarak kışları epey sert geçiyor. Okyanusal iklimin de etkilerinin görüldüğü şehirde karasal iklim daha baskın. Eğer siz de bizim gibi “Sıfır derecenin altında da gezerim yaa!” diyorsanız ayrı ama; ilk kez gidiyorsanız ilkbahar ya da sonbaharda gitmenizi tavsiye ederiz. Temmuz- Ağustos aylarında sıcaklık 25 dereceleri vurur, en yüksek sıcaklık bu aylarda görülür.

Berlin’de pahalı mı hayatlar? Zaten yıllardır kıyas yapa yapa bir hal olduk. Elbette şöyle bir gerçek var ki yaşam şartlarıyla hemen her Türk gencinin hayali. Berlin seyahatinize ne kadar bütçe ayırmak gerekir? Bu tabii ki bu kişiye göre değişir. Herkesin beklentisi, seyahat tarzı çok farklı. Kimi marketten sandviç ve birasını alıp çimlere yayılır. Kimi en lüks restorana gider, kimi de bizim gibi her iki seçeneği değerlendirir. Berlin çoğu Avrupa şehrine göre yeme-içme konusunda oldukça uygun! Berlin’de yaşayan çoğu kişi evde yemek yapmak yerine dışarıda yemek yemeyi tercih ediyor. Çünkü bu keselerini zorlamıyor. Herkese göre bir seçenek mevcut ve restoranlardaki porsiyonlar genel olarak büyük, e hal böyle olunca paylaşımlı yemek de söz konusu oluyor. Bu da koca bir artı! Keza marketler de aynı şekilde. En kaliteli ve organik ürünleri çok uygun fiyata alabiliyorsunuz.

Tipik bir öğle yemeğinin fiyatı; 5 euro ile 10 euro arasında değişiklik gösteriyor. Akşam yemeği için, içkiler de dahil olmak üzere, fiyatlar iki kişilik tam bir akşam yemeği için 20 / 25 euro arasında.

Bizim birçok arkadaşımız Berlin’de yaşadığı için konuya az biraz hakimiz. Berlin, son yıllarda kira artışlarıyla dikkat çekiyor. Dünyaca ünlü şirketler Berlin’de merkez ofisini açtı ve bu gençlere ekmek kapısı oldu. Pek tabii son zamanlarda dünyanın hemen her yerinden genç nüfus Berlin’e göç etti. Bunun sonucunda da konaklama yetersizliği ve fiyat artışları oldu. Ama bu güzel şehir hala yaşaması uygun bir yer. 

Almanya’dan vize almak çok mu zor? ‘Almanya vizesi zordur arkadaş, aman uzak durun” gibi laflara kulak asmayın. Vize evraklarını harfiyen yerine getirir, kimseyi kandırmaya çalışmazsanız sorun yaşamazsınız. Tüm Schengen ülkeleri için de geçerli olsa da, Almanya özellikle; iş durumu, sigorta, medeni durumu gibi konularına çok fazla dikkat ediyor. Özellikle, bekarsanız ve çalışmıyorsanız vize almanız biraz zor olabilir aklınızda olsun.

Berlin’i gezmek için kaç gün lazım? Abicim ne günlüğü ya ne günlüğü ömürlük gidilir! 🙂 Hem gezip, hem ufak ufak dinlenerek en az 5 gün ayırın. 🙂

Berlin’de nerede, hangi bölgede konaklayacağız?

Mitte, East Central’de; Kreuzberg içinde yer alan Friedrichshain ya da Mehhringdamm.

Mitte: Müzeler Adası’nın ve birçok önemli galerilerin bulunduğu modern bir bölge. Her yerine ayrı bayıldığım Berlin’e ilk defa gidiyorsanız, Mitte bölgesinde konaklamanız çok mantıklı olacaktır. Gezip, görülecek her yere çok yakın olduğu için yürüyerek keşfetmenin keyfini yaşayacaksınız. Genelde iş merkezleri, mağazalar, restoranlar  ve otellerin olduğu bir bölgeyi kapsıyor. Tabi fiyat olarak sizin hesap ettiğiniz rakamdan biraz yüksek olabilir.

Kreuzberg: Bir Alamancı gibi tabii ki burada konakladım. Berlin’in Türk mahallesi olarak geçiyor zaten. “Ayy ıyy” demeyin hiç mini bir İstanbul diye aklınıza gelen noktada konaklamadım zaten. Berlin’i ve Almanya’yı çok yanlış anlayanlar az ötede oynasın!  Kreuzberg merkezden bahsetmiyorum. Mehringdamm!

Ulaşım Meselesi

Berlin’de 2 adet havalimanı var. Biz Berlin’i ilk ziyaretimizde Tegel’e inmiştik. Ama mevcut olan Tegel Havalimanı 2020 yılında kapandı yerine Brandenburg Havalimanı açıldı. Bir diğeri ise Schönefeld Havalimanı. Berlin, dünyanın en rahat havaalanı-şehir merkezi ulaşımı yapılan şehirlerinden biri. Düzen diyoruz ya böyle çataaant diye çarpıyor yüzüne.

Schonefeld Havalimanı’ndan Şehir Merkezine Ulaşım:

Otobüs

Şehir merkezine ulaşım için 5 otobüs hattı var: 163, 171, X7, N7, N60. Otobüslerle şehrin direkt olarak merkezine gitmek mümkün değil ancak son duraklardan U Bahn metroyu veya S Bahn trenleri kullanarak kolayca şehrin merkezine ulaşabiliyorsunuz.

S-Bahn

Her 10 dakikada bir sefer var. Yolculuk ortalama 40 dakika sürüyor. Havaalanından 5 dakika yürüme mesafesinde yer alıyor azıcık yürüyeceksiniz ama S Bahn ile şehir merkezine direkt ulaşabileceksiniz. S9 ve S45 olmak üzere 2 hattı var. Berlin şehir merkezi için S9’u tercih edebilirsiniz. S9 güzergahı; Spandau – Charlottenburg – Zoologischer Garten – Hauptbahnhof – Friedrichstraße – Alexanderplatz – Ostbahnhof – Schöneweide –  Adlershof – Flughafen Schönefeld

Havalimanı Ekspresi (DB)

Her 10 dakikada bir sefer var ve şehir merkezine yolculuk yaklaşık 30 dakika sürüyor. Havaalanından ulaşım için 3 hat bulunuyor: RE 7, RB 14 ve RB 22. R7 ve RB 14 ile direkt olarak şehir merkezine ulaşım mümkün.

Taksi

E tabi Schonefeld Havalimanı yakın olmadığı için taksi fiyatı da 2’ye katlanıyor. Yani 40-45 euro’ya şehir merkezine gidebiliyorsunuz. Hatta bu ücret 50 euro’yu da bulabilir. Çünkü valiz başına ya da kişi başına ekstra ücret biçebiliyor şöförler. Örneğin yolculuğunuz 45 euro tuttuysa; valiz başına 1 euro biçtiyse, 47 euro. Adama başı 1,5 euro dediyse; 2 kişi olarak hesap edersek etti mi 50 euro! Vay anam vay! Ben bu paraya Berlin’de güzel bir restoranda 2 kişilik yemek yerim be!

Berlin’de Şehir içi ulaşım:

Artık ulaşım kısmını yazarken beni bir gülme tutuyor. Her şeyi ıncık cıncık araştırıyorum. “Yürüyebilir miyiz Noyan?” dedikten sonra bir bakmışsın biz sadece havaalanı şehir merkezi için araç kullanmışız şimdi yalan olmasın bir de otomatlardan sadece günlük bilet aldık. 😀 Her neyse size hemen aşırı yararlı bilgileri yazıyorum. Hangisini seçersiniz, hangisi size daha mantıklı gelir. Efendim tercih sizin.

Metro-tren

S-bahn: Metro hattına paralel de olabiliyor ama aynı zamanda metronun uzanamadığı daha dış noktalara da gidiyor. Genelde metro gibi ulaşımı sağlayan bu trenler, yerin altından değil daha çok açık havada ulaşımı sağlıyor. Aşırı pis, aşırı sidik kokuyor ama olsun. İş görüyor. Oturmazsanız sıkıntı yok. 🙂

U-bann: Berlin’in çok gelişmiş bir metro ağı var. Haa tabii önce şöyle bir başınız dönecek o metro ağına bakınca. Cuma, cumartesi geceleri de çalışıyor. Metro girişi nerede diye kafayı yemenize gerek yok koca mavi tabelalara koşun. S-Bahn’dan sonra cennettir. Temizdir. Çok ilginç insan tiplemeleri göreceğiniz şinton bir ulaşım ağı.

Otobüs

Ben 2 katlı olana binip, 2. katta en öne oturup Kudam’a gittim. Sanırım Berlin’de otobüse binmekten bile keyif alıyorum. 100 numaralı otobüs turistik noktaların çoğundan geçiyor.

Tramvay

Tramvaylar sadece Doğu Berlin’de işliyor. Tramvayların bir avantajı 24 saat çalışıyor olmaları. Şehrin doğu semtlerinde kalıyorsanız gece ulaşımınızı direk tramvaylarla sağlayabilirsiniz. Bu arada tramvay hatlarının metro (U) ve banliyö (S) hatlarıyla bağlantıları var.

Bilet satın alma olayları nasıl oluyor?

Toplu taşıma sistemi A, B ve C.  olmak üzere 3’e ayrılmış durumda. Schönefeld Havaalanına inecekseniz ABC’yi kapsayan bir bilet almanız gerekiyor. Onun dışında eğer sadece kent içinde dolaşacaksanız AB bileti almanız yeterli. Ama derseniz ki; Sachsenhausen Toplama Kampı, Potsdam, Schönefeld Havaalanı’na gideceğim. ABC’yi kapsayan bilet almanız gerekiyor.

Bu arada tek yön sefer ücreti 2,80 euro, günlük bilet 7 euro. Günlük almanız hem daha ucuz hem daha mantıklı.

Tek yön biletle iki saat içinde başka bilet almadan istediğiniz kadar aktarma yapabiliyorsunuz.

Biletler gişelerden veya otomatlardan alınabiliyor. Şöyle bir harikalık var ki, otomatlarda Türkçe dil seçeneği de mevcut. Efendim böylece hata yapma şansınız sıfıra iniyor mu? İniyor! 😀

Bilet alırken de size bir sürü seçenek sunuluyor. Zaten Türkçe var ama size özetleyeyim ben: Tek kişilik ya da 4 kişilik bilet alma

Otobüslerde biletinizi şoförden alabiliyorsunuz. Aşırı agresif olabiliyorlar. Sakinliğinizi koruyup. Bitte Schön’ü yapıştırın! 😛

O aldığınız biletleri bir zahmet otobüs içindeki ‘Entwerter’ yazan makinaya damgalatmayı unutmayın. Metro girişte zaten okutup giriyorsunuz. Bunu hatırlatmama gerek yok. 🙂 “YEAA okutmasak ne olur sanki!” deyip akıllılık yaptığını sanıyorsan yanılıyorsun boncuk. 40-50 Euro cezası var.

Berlin şehir içi ulaşım biletlerinde 6-14 yaş arası çocuklara indirim, 6 yaş altına ise ücretsiz ulaşım var.

Ulaşım Kartları

Berlin CityTour Card: Bu kartla tüm şehir içi ulaşımınız ücretsiz olacak. Turistik yerlerde ise indirim sağlıyor. Broşür, Berlin kent haritası, S-Bahn ve U-Bahn ağı haritası ile birlikte veriliyor. Bütün BVG bilet gişelerinden, bilet makinelerinden, otellerden, havaalanlarındaki turizm danışma bürolarından satın alınabiliyor. Detaylı bilgi ve fiyatlar için aşağıdaki linke tıkk!

https://www.citytourcard.com/en

Berlin Welcome Card: 48 saatlik, 72 saatlik, 4 günlük, 5 günlük ve 6 günlük seçenekleri var. Detaylı bilgi ve fiyatlar için aşağıdaki linke tıkk!

https://www.visitberlin.de/en/berlin-welcome-card

Gezeyim ama nereyi?

Berlin’i gezmeye DO-YA-MI-YO-RUM! Çok seviyorum arkadaş! 5 güncük bana yetmedi. Şöyle 1 aylığına gitsem anca. Sizin de bir turist olarak, 4-5 gün gideceğinizi düşünüyor ve ona göre bir liste yapıyorum. Sıraladığım yerleri seçerek gün gün planınızı yapabilirsiniz. Berlin’in en ünlü turistik yerleri açık hava sanat galerisi olan Brandenburg Kapısı, Holokost Anıtı, Checkpoint Charlie ve East Side Gallery. Bunlar zaten ziyaret etmeniz için bedava noktalar. Bunların dışında Bernauer Strasse’deki Reichstag ve Berlin Duvarı Anıtı’na da ücretsiz giriş yapabilirsiniz. Yaz aylarında Berlin’deyseniz , 600 dönümlük yeşil alana sahip devasa Tiergarten parkına gitmemezlik yapmayın. Ya da sahilde öğleden sonra bir şeyler yapmak isterseniz, şehrin güneybatısında kalan plajı Strandbad Wannsee’ye gidebilirsiniz. (Şehir merkezine 15-20 dakika uzaklıkta bulunuyor. Ayrıca nisan ve eylül ayları arasında müze adası tarafında Spree Nehri boyunca uzanan plaj barı Strandbar Mitte var.

Şehrin en iyi manzaralarından biri: The Reichstag

Berlin’deki en iyi manzaralardan biri  Reichstag parlamento binasının tepesindeki cam kubbededir . Giriş ücretsiz ama Bundestag’ın web sitesinden veya Scheidemann Strasse’deki ofisten rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Normalde her gün sabah 8’den gece yarısına kadar açık. (Son giriş saati 10: 00) Ancak hava kötü olduğunda veya parlamentoda toplantı olduğunda kapalı olabilir. Berlin’de ziyaret etmek için başka bir tarihi yer ise Parlamentonun oturduğu Reichtag’tır. Kentin siyasi şeffaflığını temsil eden cam bir kubbe var. Reichstag sadece Alman Hükümeti’ne değil, aynı zamanda dünyanın en etkileyici cam kubbelerinden birine ev sahipliği yapıyor.

Giriş ücretsiz. Ama rezervasyon lazım. Geçerli fotoğraflı kimliğinizi getirin! Eğer önceden rezervasyon yaptırmadıysanız, sabah erkenden gidin.

Topography of Teror 

İkinci Dünya Savaşı ve Berlin Duvarı ile ilgileniyorsanız, tarihteki her iki önemli işaretin detaylı zaman çizelgesini inceleyeceğiniz Terörün Topografyası Müzesi’ni ziyaret edin. Nazi Almanya’sının gizli polis teşkilatı binasının bulunduğu ve müttefik kuvvetlerce yıkılan yere yapılmış bu müzede; o döneme ait bir yığın mektuplar, gazete küpürleri, belgeler göreceksiniz. Tarih tarih, her detayıyla kronolojij olarak yer aldığından size o günleri anlatacak. Gördüğünüzde olayların boyutunu anlayıp hissedebiliyorsunuz. Tabii ki bir rehberle gezmeniz veya iyi İngilizce veya Almanca bilmeniz bu müzeyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Hemen önünde de Berlin Duvarının bir kısmı yer alıyor.

Checkpoint Charlie

Berlin’in olmazsa olmaz aktivitesi Checkpoint Charlie. Batı ve Doğu Berlin arasındaki geçiş noktası olan Checkpoint Charlie, Ekim 1961’de Amerikan ve Sovyet tanklarının karşı karşıya durduğu ve bu tarihten 1990’a dek, üçüncü ittifak geçiş noktası olarak kullanılıyordu. Checkpoint Charlie, Berlin Duvarı’nın zamanında Doğu ve Batı Almanya arasındaki en ünlü geçiş noktasıydı. Günümüzde, o günlerin izleri belge ve objelerle bu noktada sergileniyor. Kısacası bu geçiş noktasını turistik bir aktiviteye çevirmişler. Bu askerlerle esprili hatıra fotoğrafı çekilmek için de para ödüyorsunuz pek tabi.

Konzert Haus

Şehrin dünyaca ünlü kültür ve sanatından bazılarını bulmak isterseniz, dünyanın en iyi bale, opera ve Alman müzik ve tiyatrolarının yapıldığı Konzert Haus’a alalım sizi. Etkinlikler hakkında bilgi alıp, rezervasyon yapmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

East Side Gallery

Özgürlük için uluslararası bir anıt olarak ön plana çıkan Berlin Duvarı’nın bu muazzam kısmı, Thierry Noir’in renkli bazı kafaları da dahil olmak üzere tüm dünyadaki sanatçılardan 100’den fazla farklı resmin sergilendiği boydan boya bir duvar. East Side Gallery, 1316 metrelik bir galeri. Burada fotoğrafı olmayanı döverler efendim! Hemen bir ek bilgi vereyim, gençlerin merdivenlerde bir şeyler içerek manzaranın tadını çıkardığını göreceksiniz, bence geri kalmayın hemen çömün yere ! Biz o kadar çok yorulmuştuk ki neredeyse burada uyukluyorduk 🙂 Ama siz uyumayı bırakın, hemen oradan  biranızı kapın gups gups yudumlayarak manzaranın keyfini çıkartın derim! 🙂

Berlin Zoo

Almanya’daki en eski ulusal hayvanat bahçesi. Ayrıca Avrupa’nın da en büyüğü. Berlin Hayvanat Bahçesi, dünyadaki nesli tükenmekte olan hayvan türlerini yeniden tanıtmak, korumak için de yardımcı oluyor. Tüm hayvanlara doğal ortam yaratılmaya çalışılmış. Temizlik üst düzeyde.

Berlin Cathedral

Müzeler Adası’nda yer alan Berlin Katedrali, ziyaret etmek için mükemmel bir yer. Büyük geçmişi ve inanılmaz mimarisiyle göz kamaştırıyor. Berlin Katedrali olarak da bilinen Berliner Dom, 1905 yılında biten, neo-rönesans mimarisi ile nefes kesici bir manzaraya sahip. Şehrin inanılmaz görüntüsü için katedralin tepesine de muhakkak çıkmalısınız!

Spree nehrinin kıyılarından Berlin Katedrali’nin arka tarafında uzun bir pozlama yapabilirsiniz.

Brandenburg Gate

Berlin’den dönerken aldığım magnetlerde bir Brandenburg var bir de Berliner Dom! Brandenburg Gate, Almanya’nın görülmeye değer yerlerinden biri ve şüphesiz siz de görmek isteyeceksiniz. Eski bir şehir kapısı olan Brandenburg, yaklaşık 250 yıl önce yeniden inşa edilmiş ve halen bugün gururla ayakta duruyor. Doğu ve Batı Berlin arasındaki ayrımın sembolü ve muhtemelen kentin en önemli simgelerinden biri. Bu tarihi yeri ve getirdiği fotoğraf fırsatlarını kaçırmayın derim. 🙂 Pek tabi boş bulmak için sabahın erken saatlerinde uğramanızı öneririm.

Holocaust Anıtı

Beni en çok etkileyen yerlerden biri de burası. Öldürülen Yahudi Avrupalıların anısına yapılmış bir anıt mezar. 19.000 m² büyüklüğündeki yapı 2,711 anıt mezardan oluşuyor. Ancak lütfen bu anıta saygı gösterin. Üzerine tırmanan, atlayıp, zıplayan insanlar görüp sinir olmamak elde değil.

Alexander Platz ve TV Kulesi

Benim en sevmediğim kısma geldik. Almanya’nın en ünlü şehir meydanı 368 metre yüksekliğindeki Fernsehturm TV kulesi burada. Kentin muhteşem manzaralarını görmek için kulenin gözlem güvertesini ziyaret edebilirsiniz. Ben çıkmadım. (Kulesini şehrin her yerinden de görebilirsiniz.)

Bit pazarından alışveriş yapın! Berlin’de çokça bit pazarı var. Türünün en popüler örneklerinden biri de: Maurerpark! Her pazar günü açık. Kıyafetler, ayakkabılar, çantalar, mücevherat, antika mobilyalar, bisiklet her şeyi bulabilirsiniz. Mauerpark’a mutlaka uğramalısınız. Ayrıca biranızı alıp yeşilliklere yayılmak için de muazzam konumdur. Öyle huzurludur ki ne dert kalır, ne de tasa.

Müze ve Galeriler

Berlin’in Müzeler Adası,  Spree nehri üzerindeki adanın Kuzey bölümündeki yaklaşık 1 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. 1830 ve 1930 arasında inşa edilen 5 müzeye ev sahipliği yapıyor ve bu 5 müze de UNESCO Dünya Mirası listesinde. Eski Müze (Altes Museum), Yeni Müze (Neues Museum), Eski Ulusal Sanat Galerisi (Alte Nationalgalerie), Bode Müzesi (Bode-Museum) ve Bergama Müzesi (Pergamonmuseum).

Şayet tüm müzeleri gezmek istiyorum diyorsanız Pazartesi dışında herhangi bir gün gitmeniz gerek. Pazartesi günleri çoğu kapalı oluyor. Ya da akşam 8’e kadar müze gezmek istiyorum diyorsanız; müze gecesine, yani perşembe gününe denk getirmelisiniz.

Bergama Müzesi (Pergamonmuseum): Klasik Antik Çağ, Antik Yakın Doğu ve İslam Sanatı bölümlerinden oluşan Bergama Müzesi (Pergamonmuseum), Müzeler Adası’nda yer alan ve yılda yaklaşık bir milyon ziyaretçisi bulunan Almanya’nın en değerli sanat müzesi.

Altes Müzesi: Prusya Kraliyet Ailesi sanat koleksiyonunu sergilemek amacıyla Neo-Klasik mimari stilde inşa edilen Eski Müze (Altes Museum), 1904’ten bu yana Yunan, Etrüsk ve Roma sanat ve kültürünü tanıtan sürekli sergilerle birlikte, değerli bir antik eserler koleksiyonunu barındırıyor.

Bode Müzesi: Müzeler Adası’nda tarihi koruma altındaki binasında hizmet veren Bode Müzesi (Bode Museum), Bizans sanatı ve antik heykellerin sergilendiği tarih ve arkeoloji müzesi. İkinci Dünya Savaşı’nda hasar görmüşse de binası halen çok ihtişamlı ve estetik.

Neues Museum (Yeni Müze): Berlin Katedrali’nin yanında yer alan, mekânsal ve içerik açısından üç koleksiyona ait birbirleriyle ilintili eserleri bütünleştiren Yeni Müze’de, Mısır Müzesi ve Papirüs Koleksiyonu, Prehistorya ve Eski Çağ Tarihi ve Antik Eserler Koleksiyonu bulunuyor.

Yahudi Müzesi: İki bin yıllık Alman Yahudileri anısına adanan Yahudi Müzesi (Jüdisches Museum Berlin), iki yapıdan oluşuyor. 2001’de açılan müze, Almanya’daki Yahudilerin sosyal, politik ve kültürel tarihini sunan ve aynı zamanda savaş sonrası soykırım yankılarını da içeren ilk müze olma özelliğine sahip.

Charlottenburg Sarayı: On yedi ila yirminci yüzyıllar arasındaki Hochenzollern kraliyet kültürünün sergilendiği Charlottenburg Sarayı, Berlin’in en büyük sarayı olma unvanına sahip. Görkemli bir bahçeye sahip olan saray sınırları içerisinde, Yeni Köşk, Belvedere ve Kraliçe Luise’nin mezarının bulunduğu anıt mezar ve tiyatro bulunuyor.

Çağdaş Sanat Müzesi: Hamburger Bahnhof olarak anılan bölgede yer alan Berlin Çağdaş Sanat Müzesi, Ulusal Galeri’nin çağdaş sanatlara ayırdığı daimi sergi mekânı. Berlin’in Devlet Müzeleri’nden gelen sergi objeleri, Erich Marx’ın Berlin Özel Koleksiyonu ve Friedrich Christian Flick Koleksiyonu’nun en nadide eserlerinden oluşan bir koleksiyona sahip.

Deutsches Historisches Museum (Alman Tarih Müzesi): Müzeler Adası’ndan Palace Bridge’i yürüyerek geçtiğinizde hemen önünüze çıkan Alman Tarih Müzesi, ihtişamlı Barok tarzı mimarisiyle salınıyor. Kronolojik olarak planlanmış bir turla gezebileceğiniz müzede, 2000 yıllık Alman tarihi Avrupa bağlamında sunuluyor. 8000’den fazla eşsiz parçanın sergileniyor.

Bölge Bölge Berlin

Mitte

Popüler turistik yerlerin ve müzelerin büyük bir kısmının bulunduğu yer işte tam da burası: (Örneğin: Müzeler Adası) Bu bölgede her şeyden biraz var. Hem yeni, hem eski, hem fütüristik. Bu yüzden burada biraz fazla zaman geçireceksiniz. Berlin’i rahatça keşfetmek istiyorsanız bu bölge konaklamak için düşünülebilir. İsminden anlaşıldığı gibi Berlin’in merkezi olur kendileri.

Gendermenmarkt

Berlin’in konser salonu Konzerthaus, Fransız Katedrali ve Alman Katedrali burada.Tarihi bir meydan. Asıl Noel dönemi görmeli ama buradaki Cafe ve restoranlarda mola verip, etrafı izlemek bile keyifli.  Şehir turuna devam etmeden önce rahatlamak ve yemek için güzel bir yer. Alışveriş için lüks seçenekler, oteller, restoran ve cafelerin çevrelediği bir bölge. Buradaki Ritter Sport’a mutlaka ve mutlaka uğrayıp, reyondaki çikolataları sepete çifter çifter koymalısınız. Özellikle üst katında kampanyalı ürünler olduğunu da hatırlatayım.

Poststraße

Burayı herkes bilmiyor. Berlin’de 2 senedir yaşayan arkadaşlarımız bile gitmemiş düşünün. 🙂 Biz de bir etkinlik, festival günü tesadüfen oradan geçiyorduk. DİRNDL (Almanların yöresel kıyafeti) giyen kadınları, müziği takip ediyoruz. Biz kaç senesine ışınlandık böyle diye şapşal şapşal birbirimize baktığımızı hatırlıyorum. 🙂 Farklı ülkelerin geleneksel kıyafetleri, erekler-kadınlar, süslü at arabaları, dans eden çiftler her şey sanki sana bir filmin içindeymişsin gibi hissettiriyor. Tabii siz böyle özel bir güne denk gelir misiniz bilemem. 🙂 Mitte bölgesinde yer alan, Turistik ve tatlı bir nokta. Birçok hediyelik eşya dükkanı, butik, bar ve restoranları içinde barındırıyor. Güzel bir de şapkacı var.

Kreuzberg

Kreuzberg, bir zamanlar göçmenlere, hippilere, LGBT bireylere, gecekondulara, serserilere ve bohemlere ev sahipliği yapıyordu. Kreuzberg denince akıllara tabii ilk gelen; Türk mahallesi. Bir de o girişinde yazan Türkçe Kreuzberg Merkezi tabelası var. Başka ne var? Hımm biraz pis gibi gözüküyor olsa gerek değil mi? Şimdi kesin sen buraya gelmezsin de. Şunu söylemeliyim ki; Kreuzberg, hala karşı kültür köklerine dayanıyor. Dönerden; su böreğine, kebaptan; çekirdek çitlemelik cafelere ne ararsan burada. Kafanı çevirdiğin her yerde bir Türk’e denk gelebilirsin, kebapçıları geçtikten sonra sağa döndüğünde gay barlar, striptiz kulüpler karşına çıkar. O kulüplerin çaprazında çay&çekirdek cafeler görürsün. Oturcak yeri geçtim iğne atcak yer bulamazsın. Canın çekirdek çitlemek bile isteyebilir. 😀 Üzgünüm ama son zamanlarda oldukça popüler. Sürekli sürprizlerle karşılaşmayı seven ruhu genç insanların seveceği bohem mahledir. Ben gelmem deme gel mutlaka gör.

Mehringdamm

Kreuzberg  bölgesinin en güzel sokaklarından biri. Curry 36 ve Mustafa Gemüse burada. E benim konakladığım ev de bu civardaydı tabii. Özellikle arka sokaklardaki lokal mekanları çok keyifli. O sokaklar: Fidicinstrasse ve Willibald-Alexis-Strasse.

Fidicinstraße-Willibald-Alexis-Straße

Gardaşım işte benim favori mahallem. Kreuzberg’e bağlı olan Friedrichshain! Google Earth’ü arada açıp açıp bira içtiğim sokakta 2-3 tur atıyorum yalan değil. Bu caddede kiremit rengi bir kule göreceksiniz.

Burası Su Kulesi yani Tempelhofer Berg.  Bir arka sokağı ise; Willibald-Alexis-Straße, buradaki binalar, arnavut kaldırımlı yolları gördükten sonra ben burada yaşamak istiyom ya diye isyan çıkardım.

Burada yine butik bir restoranda mola verdik. Bu mahallenin sakinlerinin geldiği bir restoran ve gittiğimde fulldü. İnternette bulamıyorum ama ismi şu;

Friedrichshain

Sanatçılar, öğrenciler ve entellektüel kesimin tercih ettiği popüler bir moda semti. Bina boyutunda her yerde görebilirsin ve çoğu kişi bu ünlü Doğu Yakası Galerisi East  Side Gallery ziyaret etmeden dönmez, dönmemelidir. Friedrichshain, birçok bar, butik, kafe, pazara ev sahipliği de yapıyor ve şehrin en iyi gece kulüplerinden bazıları da bu noktada yer alıyor.

Alexanderplatz

Tarihte sarılmış olan Alexanderplatz, Berlin’in Mitte bölgesinde yer alan bir meydan. İş merkezleri, restoranlar, cafeler hepsi iç içe. Alexanderplatz, otel bulmak için de ideal yerlerden biri. Çoğu otel, ana istasyona sadece kısa bir yürüyüş mesafesinde.  O meşhur televizyon kulesi ve popi AVM’si Alexa da burada yer alıyor.

Charlottenburg

Berlin’in Charlottenburg-Wilmersdorf ilçesinde bulunan bir semt burası. Semtin adı da; Kraliçe Sophie Charlotte’den geliyor. Semt’de Berlin’in en büyük sarayı Charlottenburg Sarayı ve çeşitli müzeler bulunuyor. İlginizi çektiyse buyurun.

Kurfürstendamm

En ünlü alışveriş bölgesi Ku’damm denilen bölgenin asıl adı Kurfürstendam. Söylemesi zor o yüzden Ku’damm diyelim. Charlottenburg’un en güzel caddelerinden biridir. En sevdiğim yerlerden biri oldu hatta. Buraya biri koca bir Nişantaşı diyebiliriz. Bu caddede, kart limitlerinizi bitirene kadar alışveriş yapabilirsiniz. Şaka ya şaka. Euro bu haldeyken bize her yer pahalı. Çok şaapmayalım. Buradaki Hard Rock Berlin mağazasından kendime kolye ve tişört aldım. Bir de Birkenstock’tan terlik aldım.  2 büyük Dünya Savaşını görüp, ayakta kalmayı başarmış en ünlü AVM’si olan: KaDeWe’yi (Kaufhaus des Westens) de bu bölgede bulabilirsiniz. Lüks mağazalar başınızı döndürüp, moralinizi bozmasın. Gurme katına çıkın. Ama aklınızda olsun cumartesi günü aşırı bir kalabalık sözkonusu.

E unutmadan Ku’damm’da Monkey Bar’a da mutlaka uğrayın.

Potsdamer Platz

Berlin’in en meşhur meydanlarından biri. Ben çok bayılmadım. Almanya’nın birleşmesinden sonra ofisler, oteller, sinemalar, alışveriş merkezleri ve Sony gibi modern mimariye sahip yeni Berlin’in gösteri parçasına dönüştüğü için Avrupa’daki en büyük iş merkezi haline gelmiş. Devasa binalar üstüme üstüme geliyor gibi. Tabii hayranı da çok neys.!