AMSTERDAM’A NE ZAMAN GİDİLİR? 

Mevsim olarak İlkbahar ve yaz ayları gezmeniz için daha uygun olacaktır ama uygun uçak bileti bulursanız da mutlaka değerlendirmenizi öneririm. Kış aylarında dahi güneş mutlaka günde bir kez yüzünü gösterecektir. Ki benim gibi de şanslıysanız o güzel güneş yüzünü asla gizlemez!

Şubat ayının ortasında gittiğim Amsterdam’da 4 gün boyunca hava soğuk olsa da güneş tam tepede, mas mavi gökyüzü ile bana eşlik etti. Hal böyle olunca da bana karış karış sokaklarını gezmek kaldı.

AMSTERDAM‘A NASIL GİDİLİR?

Ülkemizden, Amsterdam’a hemen hemen tüm havayolu firmalarımızla ulaşmak mümkün. Uçuş süresi yaklaşık olarak 3 saat 40 dakika sürmektedir. Aktarmalı uçuşlar mevcut ama çok ilişmenize gerek yok. Fiyat performans olarak zararlı çıkarsınız.

Özellikle kampanya dönemlerinde çok ucuza bilet bulmanız mümkün. Ben ise canımız ciğerimiz Pegasus’dan 238 Tl’ye kampanyadan biletimi almıştım. Nasıl iyi mi?

 AMSTERDAM’DA KAÇ GÜN KALINIR?

Bunun cevabını vermek çok zor! Çünkü Amsterdam tam yaşanılacak bir şehir! Ama gene de size tavsiyem en az 4 gün ayırmanız olacaktır. Çünkü civarında harika kasabalar olduğundan dolayı hiç yoktan 1 gününüzü oraya ayırmanızı öneririm. Böylece 3 gün Amsterdam şehir merkezinin de keyfini çıkartırsınız. Ama dedim ya Amsterdam tam yaşanılacak bir şehir bu yüzden ne kadar çok kalsanız da asla sıkılmayacaksınız.

AMSTERDAM’DA NEREDE KALINIR?

Amsterdam, Avrupa’nın konaklama açısından en pahalı şehirlerinden birisi. Şehir merkezinde kalmak istiyorsun ama pahalı mı ? Peki biraz daha ucuz olsun ama her yere rahat yürüyerek ya da toplu taşımayla gider gelirim mi diyorsun? Sana nefis öneriler hazırladım o yüzden içiniz ve bütçeniz derin bir nefes alacak hiç korkmayın … Seni hemen BURAYA alalım uzun uzuna bahsettim. Bir teşekkürü çok görmezsin dimi ? 🙂

HAVAALANINDAN ŞEHRE ULAŞIM

Schiphol Havalimanı‘na giriş yaptınız. Pasaport kontrolünden geçtiniz. Bir derin nefes aldınız. Şehir merkezine gitmeniz için en uygun ve en hızlı yol nedir?

Tren (NS Dutch Railways)

Avrupa’nın en işlek ve en büyük  4. Havaalanındasınız. Şehir merkezine gitmeniz için en hızlı ve en ucuz seçenek bana kalırsa tren olacaktır.

Tren bileti almak için hemen havalanı çıkışında karşınıza çıkan, insanların başına üşüşüp, kuyruk oluşturduğu, üzerinde NS  yazan makineleri kullanacaksınız. Tek kişi, 1 saatlik kullanacağınız bu biletin ücreti 3 euro. Bu arada 4 yaşından küçük çocuğunuz varsa ücretsiz!

Makinelere ödeme yapmak için, ya yanınızda illa madeni para olacak; ya da kredi kartınızı kullanacaksınız. Kartı kullanırken ay ya kartımı yutarsa diye panik atak geçirmeyin. Ben dahil milyonlarca insan böyle alıyor. Zor değil. Ama yok beceremeyeceğim bu işi, makineyle uğraşamam derseniz; Schiphol Plaza’daki gişelerden tren biletlerinizi satın alabilirsiniz.

Biletinizi satın aldıktan sonra mutlak suretle sensörlü otomatlara okutmanız  gerek. Bileti otomattan alın, peronunuza bakın, peronun önünde yer alan otomatlara okutun ve aşağı istasyonunuza inin. İşte bu kadar! Bu trenle yaklaşık 15 dakika süren yolculukla şehir merkezinde bulunan Centraal Station‘a varırsınız.

Otobüs

Amsterdam Schiphol Havaalanı’ndan şehir merkezine gece ve gündüz olarak kullanacağınız 2’şer otobüs hattı var. Bunlarla; Rijkmuseum, Museumplein, Leidseplein‘e gibi şehrin farklı noktalarına ulaşabilirsiniz. Bunları kullanmak için Platform B9’a gitmelisiniz.

Gün içerisinde 197-309, gece ise 00.30-05.00 saatleri arasında 97 ve 358 numaralı hatları kullanmanız gerekiyor. Bu seferler gündüz 15 dakika arayla, gece ise saat başı düzenleniyor. Yol durumuna bağlı olarak araçlar kent merkezine 30 ila 40 dakika içerisinde ulaşıyor.

Bu otobüslerin tek kişilik biniş ücreti ise 4 euro.

Taksi

Evett şimdi konforcular sıra sizde! C kapısına yöneliyorsunuz. Biliyorum yoruldunuz ve bir an evvel otele yerleşip, rahatlamak istiyorsunuz.  Buradan bindiğiniz taksiler sizi 45-50 euro’ya şehir merkezine götürecek.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

TRAMVAY

Bir turist olarak şehirde en çok işinize yarayacak toplu taşıma aracı tramvay.

GVB biletinizi tramvayın içerisinde görevli muavinden satın alabilirsiniz. Bu aldığınız biletleri yine mutlaka orada bulunan sensörlere okutup check-in yapmalısınız. Ve inerken yine aynı şekilde check-out yapıp inmelisiniz. Bu şekilde 1 saatlik biletinizle iner inmez, başka tramvay veya otobüse binecekseniz; 1 saat dolmadıysa daha ücret ödemek zorunda kalmıyorsunuz.

Dilediğiniz her semte, sabah 05:00’dan gece yarısına kadar bu tramvayları kullanabilirsiniz. İnanın epey konforlu ve hızlı!

Tramvaylarda dikkat etmeniz gereken şeylerden biri de; her kapıdan binip inemezsiniz. Binişler sadece ön ve orta kapıdan oluyor, inişler ise arka ve ön kapıya yakın orta kapıdan oluyor.

OTOBÜS

Şehir yolları dar ve tek yönlü olduğu için otobüsler dolanarak gidiyor. Bu da zaman kaybetmeniz demek. Mümkün oldukça uzak durun. Hatta binmeyin!

METRO

Açıkcası metronun nerde olduğunu bile görmedim ama sizin için ufak bir araştırdım. Çok gelişmiş bir metro ağı yok ama, şehir dışında konaklayanlar için kullanışlı. Amsterdam’ın 4 hatlı metro ağıyla; 15-20 dakikalık bir yolculukla şehir merkezine ulaşabilirsiniz. 4 hatlı bir metro ağı mevcut.

FERİBOT

Eğer Amsterdam-Noord tarafında kalıyorsunuz, otobüs haricinde 5-7 dakika arayla çalışan ve Centraal Station‘un arka tarafından kalkan feribotları kullanabilirsiniz.

Ulaşım Kartları

Amsterdam tepe bulunmayan, dümdüz bir şehir ve ben de yürümeyi seven bir gezgin olarak tabii ki yürüyerek oldukça rahat ve keyifle gezdim.

Nasıl yani hiç mi binmedin diye şaşırmayın. 2 defa kullandım o da zaman kazanmak adına. 🙂 Ulaşım kartlarından GVB DAY TICKET bence biz turistler için en mantıklısı.

E hadi başlayalım hangi kartlar var size en uygun hangisi?

I AMSTERDAM CITY CARD: Her Avrupa şehrinde olduğu gibi Amsterdam’da da city card uygulaması var.

Schiphol Havaalanı‘nda, Centraal Station ve tüm Turist Information’lardan ya da online satın alabilirsiniz.

Birçok müzeye ücretsiz giriş ya da indirim sağlıyor. Üzgünüm ama en iddialı, en devasa müze Rijkmuseum’da ve Anne Frank House’da geçerli değil.

Biraz araştırın kafanıza yatarsa alın. Bana pek bir faydası olmayacaktı almadım. 🙂

I amsterdam City Card‘ın 24 saatliği 55 euro, 48 saatliği 65 euro, 72 saatliği 75 euro, 96 saatliği ise 85 euro‘dur.

Satın almak isterseniz BURAYA tıklayabilirsiniz.

OV-CHIPKAART: Eğer sürekli toplu taşıma kullanırım diyorsanız bu kart tam sizlik. Bizim akbil gibi düşünün. Ama bizde akbille şehirlerarası trene binmeniz imkansız tabii. NS tarafından satılan bu kart Hollanda’nın her şehrinde; tren, otobüs, tramvay ve metro seferlerinde kullanmanız için uygun.

OV chip card’ınızı istasyonlardan, duraklardaki makinelerden, marketlerden satın alabilirsiniz. İçine kullanacağınız kadar para yükleyebilirsiniz.

İçinde para varsa; araca bindiğinizde, üzerinde “kaart hier” yazan sensörlü otomatlara dı dıııt okutup oturabilirsiniz. İnerken de aynısını yapıyorsunuz ki fazla miktar düşmesin hesabınızdan. Unutmayın ki ödeyeceğiniz tutar gittiğiniz mesafeye göre değişiyor. Binmeden önce mutlaka içinde yeterince bakiye olduğundan da emin olun.

Bu arada bu kart sensör okuyucular bazen platformda, bazen de otobüs veya tramvayların içinde olabiliyor. Buna dikkat edin.

Sadece birkaç kez toplu taşıma kullanacağım diyorsanız; gerek yok boşverin. Tek kullanımlık biletler daha mantıklı.

GVB DAY TICKET: İşte bence en mantıklı seçenek! Tramvay, otobüs, metro, gece otobüsünde kullanılan bu ulaşım kartını tramvaylarda muavinlerden :), tourist information‘lardan veya metrolarda bulunan otomatlardan alabilirsiniz.

1 saatliği-2,80 euro, 24 saatliği-7,50 euro, 48 saatliği-12,50 euro, 72 saatliği-17,50 euro, 96 saatliği-22,50 euro, 120 saatliği-27,50 euro, 144 saatliği-31,50 euro.

I Amsterdam City Card; otobüs, metro, tramvay ve gece otobüslerine ücretsiz biniş, şehrin önemli müzelerine ücretsiz giriş ya da %20-25 arası indirim, anlaşmalı mağazalarda ücretsiz hediyelikler ve indirimler ve de ücretsiz kanal turu imkanı sunar. Ama tren ve havaalanı otobüsünde geçmez. 🙂

“Tüm müzeleri gezeceğim ben!” diyorsanız bu bilet sizin hakkınız hemen alın!

AMSTERDAM’DA NEREDE KALINIR? KONAKLAMA ÖNERİLERİ

Amsterdam’a gitmeye karar verenlerin en çok kararsız kaldığı konuya gelelim: Bütçeme uygun olarak nerede kalacağım?

Konaklamak için alternatifleriniz; otel, hostel, ev ya da yüzen bot evler. Ama hazır olun Amsterdam konaklama için en pahalı şehirlerden biri. Hal böyle olunca ev kiralama seçenekleri de sizi kurtarmıyor. Çünkü onlar da otellerle yarışıyor. Hele ki, 1-2 kişiyseniz çok daha pahalıya gelecektir.

  • Otel: Şehir merkezine yakın bölgelerde otelde konaklamanın geceliği 150-200 euro’dan başlıyor. Tarih ve zaman inanın fark etmiyor. Şubat ayı için önüme çıkan fiyatlar aynen bu şekilde. Otel rezervasyonunuzu 2-3 ay evvelden yaparsanız çok daha uyguna gelecektir. Sonra öde seçeneği ile rezervasyon yapıp, seyahatiniz yaklaştıkça arada yine kontrol edebilirsiniz. Ya da konumunu beğendiğiniz bir oteli Trivago’dan tekrar aratabilirsiniz. Size uygun otelinizi en ideal fiyata hangi rezervasyon sitesinde bulabileceğinizi hemencik gösterecektir.
  • Hostel: Daha ucuz demek istiyorum ama bu bölge için bana kalırsa güvenli değil. Uyuşturucu kullanmanın yasal olduğu bir şehirde, hiçtanımadığınız insanlarla yan yana uyumak korkunçdeğil mi? (Tercihi size bırakıyorum.) Hostel tercih edecekseniz de çok detaylı araştırın.
  • Yüzen bot evler: Hiç alışık olmadığımız için ilkten bir “yok artık” diyor insan. Konaklamak için uygun bir yer bakıyordum. “Ooo süper, fiyatı da iyiymiş.” derken son fotoğrafa bir bakıyorum o da ne! Bu bir bot evmiş! 😀 Amsterdam’da gezerken de sürekli gözünüze çarpacaktır. Nereden çıktı diye soracak olursanız; 60’lı 70’li yıllarda yaşanılan konut sıkıntısı yüzünden. Ev sayısı yeterli olmayınca çareyi bunda bulmuşlar. Her sabah şahane manzaraya uyanmaları da cabası. Hava soğuk olduğu zaman su üzerinde yaşamak zor olmaz mı diye düşünüyor insan. Ama ilkbahar ve yaz aylarında kapısına şezlong atıp oturmak da keyifli olabilir. Tamamen yerleşmediğimize göre düşünecek çok bir şey yok.

Hangi bölge de kalmalıyım?

Şehir adeta yarım bir bisiklet tekerini andırıyor. Bu yarım dairenin en orta kısmını, şehrin en merkezi konumu olarak düşünün. Şehir merkezi bu yüzden geniş bir alana yayılmıştır. Bu daire genişledikçe şehir merkezinden uzaklaşırsın.

  • Ben merkezde olmak istiyorum en popüler yerlere kolayca gidip gelmek istiyorum diyenler; Red Light, Dam Meydanı, Rembrantplein, Leidseplein, Waterlooplein bu bölgelerdeki konaklama seçeneklerine bakabilir. Unutmayın ki bu bölgelerde fiyatlar uçuk olacaktır.
  • West, Noord, Jordaan, Zuid, Oost ve Zuidoost, Plantage bunlar şehir merkezinin daha dışında bulunur. Bunları tercih etmek demek; her gün ulaşıma bir miktar para harcayacaksınız ya da yürüyerek ayaklarınızı azıcık yoracaksınız demek.

Benim size tavsiyem buraya tıklayarak ideal otelinizi tüm sitelerde ki fiyatları görerek almanız olacaktır. Çünkü Amsterdam konaklama konusunda pahalı olduğundan tüm alternatifleri değerlendirerek otel bakmanız yararınıza olacaktır.

BEN NEREDE KALDIM?

Ben Oudwest bölgesinde Hotel Larende’de konakladım. Kaldığım bölge yakınlarında FoodHallen, Lot Sixty One, Spaghetteria Jan Hanzenstraat, TED’S gibi mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim nefis mekanlar bulunuyor.

Hotel Larende’den Heineken’e gitmek için 20-25 dakika yürümeniz gerekiyor. Eğer; “Ben yürüyemem toplu taşıma var mı diyorsanız otelin hemen önünden 12 ya da 24 numaralı tramvayları kullanarak 12 dakikada varabilirsiniz.

Vondelpark’a 22, Dam Meydanı’na 26, Van Gogh- Rijkmuseum- Stedelijk-I AMSTERDAM yazısının bulunduğu Museumplein’e 28, Red Light District’e ise 35 dakika yürüme mesafesinde.

Yürümeyi tercih etmiyorsanız Google maps’i açıyorsunuz. Hemen yol tarifinden konumunuzu ve gitmek istediğiniz konumu belirleyip; toplu taşıma olarak hangisinin ne kadar sürede gideceğini, kaç dakika sonra geleceğini hepsini kontrol edebilirsiniz.

Konakladığım semt, son derece temiz, güvenli ve lokal mekanların bolca olduğu en önemlisi de her yere yürüyerek geze geze gidebildiğim bir konumdaydı. Eğer siz de benim gibi yürümeyi seviyorsanız ve şehrin sokaklarında kaybolmaya hazırsanız, en fazla yarım saatte her yere yürüyebileceğiniz bu bölgeyi tercih edebilirsiniz. Kesinlikle fiyat performans konusunda kaldığım oteli de öneririm.

Sen neymişsin be Trivago!

Son dönem reklamlarıyla aklımıza kazınan güzel site Trivago! Bu zaman da insan insana böyle güzellik yapmazken, Trivago bize gideceğimiz şehrin, istediğimiz otelini hangi sitede daha ucuza bulabileceğimizi şıp diye gösteriyor.

Amsterdam konaklama da pahalı bir ülke, bir de o istediğim oteli farklı fiyatlara gördüğüm de, kazık yemekten beni kurtaran sen oldu Trivago!

Ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi ? Hemen buradan otel aramanızı yapıyorsunuz ve size belirlediğiniz özelliklere göre otelleri listeleyip, otelinizi hangi siteden ne kadara alabileceğinizi gösteriyor. Hepsi bu kadar basit. Sonrasın da sizde, aynı otelin aynı odasında kazık yiyerek kalmıyor, en ideal fiyatı ne ise o fiyatta kalmış oluyorsunuz!

Dilersiniz bunu adım adım nasıl yaptığımı anlattığım, ”5 adımla ideal otelinizi en iyi fiyata bulun!” yazıma bakabilirsiniz.

AMSTERDAM’DA NEREDE KALINIR? KONAKLAMA ÖNERİLERİ

Amsterdam’a gitmeye karar verenlerin en çok kararsız kaldığı konuya gelelim: Bütçeme uygun olarak nerede kalacağım?

Konaklamak için alternatifleriniz; otel, hostel, ev ya da yüzen bot evler. Ama hazır olun Amsterdam konaklama için en pahalı şehirlerden biri. Hal böyle olunca ev kiralama seçenekleri de sizi kurtarmıyor. Çünkü onlar da otellerle yarışıyor. Hele ki, 1-2 kişiyseniz çok daha pahalıya gelecektir.

  • Otel: Şehir merkezine yakın bölgelerde otelde konaklamanın geceliği 150-200 euro’dan başlıyor. Tarih ve zaman inanın fark etmiyor. Şubat ayı için önüme çıkan fiyatlar aynen bu şekilde. Otel rezervasyonunuzu 2-3 ay evvelden yaparsanız çok daha uyguna gelecektir. Sonra öde seçeneği ile rezervasyon yapıp, seyahatiniz yaklaştıkça arada yine kontrol edebilirsiniz. Ya da konumunu beğendiğiniz bir oteli Trivago’dan tekrar aratabilirsiniz. Size uygun otelinizi en ideal fiyata hangi rezervasyon sitesinde bulabileceğinizi hemencik gösterecektir.
  • Hostel: Daha ucuz demek istiyorum ama bu bölge için bana kalırsa güvenli değil. Uyuşturucu kullanmanın yasal olduğu bir şehirde, hiçtanımadığınız insanlarla yan yana uyumak korkunçdeğil mi? (Tercihi size bırakıyorum.) Hostel tercih edecekseniz de çok detaylı araştırın.
  • Yüzen bot evler: Hiç alışık olmadığımız için ilkten bir “yok artık” diyor insan. Konaklamak için uygun bir yer bakıyordum. “Ooo süper, fiyatı da iyiymiş.” derken son fotoğrafa bir bakıyorum o da ne! Bu bir bot evmiş! 😀 Amsterdam’da gezerken de sürekli gözünüze çarpacaktır. Nereden çıktı diye soracak olursanız; 60’lı 70’li yıllarda yaşanılan konut sıkıntısı yüzünden. Ev sayısı yeterli olmayınca çareyi bunda bulmuşlar. Her sabah şahane manzaraya uyanmaları da cabası. Hava soğuk olduğu zaman su üzerinde yaşamak zor olmaz mı diye düşünüyor insan. Ama ilkbahar ve yaz aylarında kapısına şezlong atıp oturmak da keyifli olabilir. Tamamen yerleşmediğimize göre düşünecek çok bir şey yok.

Hangi bölge de kalmalıyım?

Şehir adeta yarım bir bisiklet tekerini andırıyor. Bu yarım dairenin en orta kısmını, şehrin en merkezi konumu olarak düşünün. Şehir merkezi bu yüzden geniş bir alana yayılmıştır. Bu daire genişledikçe şehir merkezinden uzaklaşırsın.

  • Ben merkezde olmak istiyorum en popüler yerlere kolayca gidip gelmek istiyorum diyenler; Red Light, Dam Meydanı, Rembrantplein, Leidseplein, Waterlooplein bu bölgelerdeki konaklama seçeneklerine bakabilir. Unutmayın ki bu bölgelerde fiyatlar uçuk olacaktır.
  • West, Noord, Jordaan, Zuid, Oost ve Zuidoost, Plantage bunlar şehir merkezinin daha dışında bulunur. Bunları tercih etmek demek; her gün ulaşıma bir miktar para harcayacaksınız ya da yürüyerek ayaklarınızı azıcık yoracaksınız demek.

Benim size tavsiyem buraya tıklayarak ideal otelinizi tüm sitelerde ki fiyatları görerek almanız olacaktır. Çünkü Amsterdam konaklama konusunda pahalı olduğundan tüm alternatifleri değerlendirerek otel bakmanız yararınıza olacaktır.

BEN NEREDE KALDIM?

Ben Oudwest bölgesinde Hotel Larende’de konakladım. Kaldığım bölge yakınlarında FoodHallen, Lot Sixty One, Spaghetteria Jan Hanzenstraat, TED’S gibi mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim nefis mekanlar bulunuyor.

Hotel Larende’den Heineken’e gitmek için 20-25 dakika yürümeniz gerekiyor. Eğer; “Ben yürüyemem toplu taşıma var mı diyorsanız otelin hemen önünden 12 ya da 24 numaralı tramvayları kullanarak 12 dakikada varabilirsiniz.

Vondelpark’a 22, Dam Meydanı’na 26, Van Gogh- Rijkmuseum- Stedelijk-I AMSTERDAM yazısının bulunduğu Museumplein’e 28, Red Light District’e ise 35 dakika yürüme mesafesinde.

Yürümeyi tercih etmiyorsanız Google maps’i açıyorsunuz. Hemen yol tarifinden konumunuzu ve gitmek istediğiniz konumu belirleyip; toplu taşıma olarak hangisinin ne kadar sürede gideceğini, kaç dakika sonra geleceğini hepsini kontrol edebilirsiniz.

Konakladığım semt, son derece temiz, güvenli ve lokal mekanların bolca olduğu en önemlisi de her yere yürüyerek geze geze gidebildiğim bir konumdaydı. Eğer siz de benim gibi yürümeyi seviyorsanız ve şehrin sokaklarında kaybolmaya hazırsanız, en fazla yarım saatte her yere yürüyebileceğiniz bu bölgeyi tercih edebilirsiniz. Kesinlikle fiyat performans konusunda kaldığım oteli de öneririm.

Sen neymişsin be Trivago!

Son dönem reklamlarıyla aklımıza kazınan güzel site Trivago! Bu zaman da insan insana böyle güzellik yapmazken, Trivago bize gideceğimiz şehrin, istediğimiz otelini hangi sitede daha ucuza bulabileceğimizi şıp diye gösteriyor.

Amsterdam konaklama da pahalı bir ülke, bir de o istediğim oteli farklı fiyatlara gördüğüm de, kazık yemekten beni kurtaran sen oldu Trivago!

Ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi ? Hemen buradan otel aramanızı yapıyorsunuz ve size belirlediğiniz özelliklere göre otelleri listeleyip, otelinizi hangi siteden ne kadara alabileceğinizi gösteriyor. Hepsi bu kadar basit. Sonrasın da sizde, aynı otelin aynı odasında kazık yiyerek kalmıyor, en ideal fiyatı ne ise o fiyatta kalmış oluyorsunuz!

Dilersiniz bunu adım adım nasıl yaptığımı anlattığım, ”5 adımla ideal otelinizi en iyi fiyata bulun!” yazıma bakabilirsiniz.

AMSTERDAM’DA NERELERİ GEZELİM?

Madame Tussauds

Dam meydanına girdiğinizde binasıyla hemen dikkatinizi çekecektir. Dünyanın çeşitli yerlerinde olan Madame Tussauds’a daha önce hiç girmediyseniz bu fırsatı kaçırmayın derim. Çünkü içeride; ünlü sanatçılardan, sporculara; bilim insanlarından, politikacılara bir sürü balmumu örneği sizi bekliyor.

Artık Türkiye’de de bir şubesi bulunan ünlü balmumu müzesi ama eminim ambiansı bambaşkadır. Ben kısıtlı vaktim olduğundan ve daha önce farklı ülkelerde gittiğimden dolayı gezmedim.

Giriş ücreti: 23,5 euro ama web sitesinden satın alırsanız 19,5 euro. Buyrunuz: https://www.madametussauds.com/amsterdam/en/tickets/

Ziyaret saati: 10:00 – 20:00

Heineken Experience

Amsterdam’a gelmişsin, biraları gups gups içmeyecek misin? Eğer bira sevdalısıysanız sizi hemen buraya alalım. Milyonlarca insan bu fabrikayı gezmek için kuyruğa giriyor. Ayrıca burası size bira deneyimi dışında son derece keyifli bir ortam da eğlenme imkanı tanıyor.

2001 yılında hizmete açılan Heineken bira fabrikası ziyaretinizde rehber eşliğinde şirketin geçmişi, dünden-bugüne Heineken’in geçtiği tüm aşamalar, devasa bira tankları içinde videolu anlatımlar, görsel şovlar, tadım seansı, yarışmalar, müzik ve aktivitelerle çok eğlenceli 1,5 saat geçireceğinize eminim!

Bunun dışında içeride kendi isminize özel biranızı da yapabiliyorsunuz. 6 euro ödeyip hatıra olarak şişenizi ömür boyu saklayabilirsiniz. Ya da sevdiklerinize farklı bir hediye verebilirsiniz. 🙂

2 tane 50’lik bira da cabası! O zaman danss!!!

Giriş ücreti: 18 euro ama web sitesinden satın alırsanız 16 euro.

Özellikle internet den almaınızı öneriyorum çünkü böylelikle insanlar kuyrukta kıvranırken siz rahatlıkla içeriye girebileceksiniz.

Satın almak için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Ziyaret saati: 10:30 – 19:00

Rijkmuseum

Museumplein’da yer alan bir Hollanda ulusal müzesi: Rijkmuseum! Amsterdam’ın en özel müzelerinden biri.

Ben sanat tarihi okumuşum. Kitaplardan, internetten, okuldaki hocalarımdan Rembrant’ı Monet’i duymuşum. Eserlerine derin derin bakıp yorumlamaya çalışmışım. Bunu yaparken dünyanın en mutlu insanı olmuşum.

Bir gün gelecek ve Rembrant’ın çizimlerine bu kadar yakın olabileceğimi hiç düşünememiştim. Çünkü o zamanlar yurt dışına henüz hiç çıkmamıştım. 🙂

Bu müze benim için çok değerli!

Öyle ki hayata veda edeceğini öğrenen bir kadının son dileği bile Rijkmuseum’u ziyaret etmek olmuş. Rembrant’ın eseri önünde sedyeyle durduğu görüntü hala hafızamda!

Özellikle sanata merakınız var ise Rembrant’ın eserlerini görmek için can atıyorsanız burayı sakın kaçırmayın. Rembrant dışında; Steen, Hals, Vermeer ve diğer önde gelen ressamların eserleri de yer alıyor 17. yüzyıl Hollanda sanatına adanmış en geniş koleksiyonun yanı sıra Ortaçağ’da günümüze uzanan ilgi çekici eserler bulunuyor.

Kasım ayının ilk Cumartesi günü ‘Museum Night’ temalı bir gün oluyor. Bu tarihlerde ziyaret ederseniz es geçmeyin. Konserler, çeşitli workshoplar oluyormuş. Epey de eğlenceli gözüküyor. 🙂

Eserlere doyasıya bakmak istiyorsun ama zaman işliyor. Doyamıyorsun. Bu müzeleri gezmek için fazladan birkaç güne ihtiyacınız olabilir. 🙂

Giriş ücreti: 17,5 euro ama Amsterdam kartınız varsa 2,5 euro indirimli.

(Sıra beklememek için online bilet almayı unutmayın.)

Ziyaret saati: 09:00 – 17:00

Van Gogh Museum

Amsterdam’ın en çok ziyaret edilen müzelerinden bir diğeri Van Gogh Müzesi. Gerçek bir sanat sever için burası bir cennet olmalı diyor insan kendi kendine.

Van Gogh’un 200’den fazla resmi, 500’den fazla çizimi, yüzlerce mektubu, Japon baskıları bulunuyor.

Müzede toplam dört kat bulunuyor. En önemli eserleri ise; 1. katta kronolojik olarak sergileniyor. 2. katta Van Gogh hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabileceğiniz çalışma alanı. 3. katta ise; çok bilinmeyen eserleri ve eskiz çalışmaları vardır.

Giriş ücreti: 14 euro ama Amsterdam kartınız varsa ücretsiz.

(Sıra beklememek için online bilet almayı unutmayın.)

Ziyaret saati: 09:00 – 17:00

Stedeljik Museum

Modern sanat meraklısıysanız buyrunuz efendim. Yine online bilet “hayat kurtarır!” diyorum.

Anne Frank’ın Evi

2.Dünya Savaşı zamanında Amsterdam’daki Yahudileri toplayan Almanlardan kaçan Frank ve Van Pels aileleri 25 ay boyunca buradaki gizli bir dairede saklanmışlar.

1929 doğumlu Anne Frank, 1942-1944 yılları arasında burada saklanmış ve yaşadıklarını günlük olarak tutmuştur.

Anne Frank’ın anısına yaşatılan bu müze her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor.

Online biletinizi gitmeden 1-2 hafta önceden almanızı öneririm.

Giriş ücreti: 9 euro

Ziyaret saati: 09:00 – 22:00

Vondelpark

Özlemini çektiğimiz yeşil, geniş bir alan, köfte-tavuk kokmayan bir hava, oksijene doyacağınız, burnunuzun rahat bir nefes aldığı devasa park işte burada!

47 hektar büyüklüğündeki Vondelpark, 1865 yılında açılmış ve ilk ismi “Nieuwe Park” olarak adlandırılmış sonrasında içinde yer alan Hollandalı piyes yazarı ve şair Joost Van Den Vondel’in heykelinin yoğun ilgi görmesi sonucu Voldelpark olarak değiştirilmiştir.

Şehrin merkezinde bulunan Vondelpark Rijksmuseum, Stedeljik ve Van Gogh Müzesinin yakınındadır. Elbet gidip gelirken zaten denk geleceksiniz.

Burada yapılacak en güzel aktivite ya bisiklete binmek ya da biraz yürüyüş yapıp göl kenarında keyif yapmak.

Amsterdam yeşil alanları, eğlence merkezleri, yeme içme alanları konusunda oldukça gelişmiş bir şehirdir. Şehrin bu zengin yapısı beraberinde önemli sayıda parkı getirmektedir.

a60.png

Albert Cuyp Market

Burası Hollanda’nın en büyük ve en popüler pazarı. Haftanın 6 günü açık. KA-ÇIR-MA-YIN! Çiçeklerden, waffle çeşitlerine; balıktan, ayakkabıya kadar her şeyi bulmanız mümkün.

De Pijp bölgesinde yer alan Albert Cuyp Market, Hollanda’nın yöresel lezzetlerini deneyeceğiniz en iyi bölgelerden biri. Ayrıca hediyelik alışverişiniz için de mantıklı bir seçenek olacaktır. 3 paket waffle al 2 öde gibi süperli kampanyalara denk gelirsiniz. Fiyatlar şehir merkezine göre epey ucuz.

Amsterdam’ın merkezinden uzaklaşıp, yerel halkın içine karışmak için harika bir semt pazarı.

Unutmayın bu bölge oldukça hareketli ve keyifle vakit geçirebileceğiniz cafe ve restoranlarla dolu!

Ziyaret saati: 09:00 – 17:00 Pazar günleri kapalı!

Bloemenmarkt

Kanalın yanına boylu boyunca kurulmuş bir çiçek pazarı. Hatta dünya üzerindeki en güzel çiçek pazarlarından biri. Yüzlerce çeşit çiçek ve tohumları burada satılır.

İnsana kafayı yedirten rengarenk çiçekler seçim yapmanızı epey zorlaştırıyor. Koca koca sarılmak istiyorsunuz.

Çiçek dışında, hediyelik eşya, magnet gibi ürünleri de burada bulabilirsiniz. Üstelik şehir merkezinden çok daha uygun fiyata!

Ziyaret saati: 09:00 – 17:30 (Pazartesi-Cumartesi) 11:00 – 17:30 (Pazar)

Hollanda Köyleri

Evet asıl gezilecek yer, elbette ki Hollanda’nın masalsı köy ve kasabaları. Ne yapın edin mutlaka en azından 1 gününüzü ayırın. Gitmeden önce de hadi gelin BURAYA  göz atın. Benim de kısıtlı bir zamanım vardı ancak o masalsı köylerin bazılarına gitmeden yapamadım.

HOLLANDA’NIN MASALSI KÖY VE KASABALARI

AMSTERDAM’DA HANGİ SOKAKLARI ve MEYDANLARI GEZELİM?

DAM meydanı

Amsterdam’ın Taksim’i. Yani göbeği. En fazla turisti göreceğiniz popüler bölgede; Amsterdam Kraliyet Sarayı, Nieuwe Kerk, Madame Tussauds Müzesi gibi önemli yapıları bu bölgede görebilirsiniz.

Centraal Station’a 5 dakika yürüme mesafesinde bulunuyor. Dam meydanı acayip hareketli bir bölge. Yılın her dönemi her daim bir aktiviteyle karşılaşmanız mümkün. Bahar aylarında hınca hınç olacağını düşünüp bir “İyi ki Şubat’ta gelmişim.” dedim açıkcası. Çünkü turist kalabalığı beni boğacakmış gibi hissediyorum.

Meydanda bir de anıt göreceksiniz. Bu anıt, 2. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybedenleri anmak amacıyla dikilmiş.

Leidseplein

İşte bir meşhur meydan daha. Singelgracht kanalının doğusunda ve Weteringschans, Marnixstraat, Leidsestraat caddelerinin kesişme noktasında. Böyle söyleyince pek anlaşılmıyor tabi kısacası Müzeler bölgesinin hemen yakınında. Burası Amsterdam’ın Dam meydanından sonra ikinci büyük meydanı. Özellikle mağazaların bolca olduğu şehrin ruhunu en iyi yansıtan yerlerden biri. Hazır buraya kadar gelmişken

telefon alalım derseniz APPLE burada! Bu arada en sevdiğim HardRock da burada.

Kalverstraat

İstiklal caddesi gibi ama tramvay geçmiyor. 🙂 Alışveriş için bir sürü mağaza sıra sıra dizilmiş. Hele ki indirim dönemine denk geldiyseniz Allaaaah!

Mesela American Tourister kabin boy valizi bu caddede bulunan BLOKKER isimli mağazadan 30 euro’ya satın alabilirsiniz! 🙂

Rembrantplein

Amsterdam’ın en meşhur meydanlarından biri. Hemen heykeller dikkatinizi çekecektir. Meydan ismini 1639 yıllarında burada yaşayan ünlü ressam Rembrant’tan alıyor. Gezerken soluklanmanız için güzel bir seçenek.

The nine Streets

Şehir merkezinin batısında, Anna Frank’ın evinin alt bölgesinde kalıyor. Adından da anlaşıldığı gibi 9 tatlış sokak üzerinde salına salına yürümeniz için sizi bekliyor. Harika kanal manzarası, ve can alıcı mimari sizi kucaklıyor.

9 streets; Prinsengracht, Keizersgracht, Herengracht ve Singel kanalları arasındaki dokuz tane sokağı kapsıyor.

Bu dokuz sokakta yine alışveriş yapmanız için sevimli mi sevimli dükkan, kafe ve bar bulunuyor. Fiyat olarak merkezden birazcık pahalı.

Singel

Dokuz sokaklara yakın. Dam meydanı’na 2 dakikalık yürüme mesafesinde. Ünlü çiçek pazarı Bloemenmarkt de burada!

Jordaan

En en sevdiğim bölge işte burası! Niye diye soracak olursanız. Daha local, daha bir sakin. Eski evleri mahalle havasında olması kendine daha çok çekiyor. Gizli bir hazine gibi. Çok güzel restoranlar, galeriler ve café&barlar var. (İsmi bahçe anlamına gelen Fransızca kelime ‘jardin’den geliyor)

Haarlemmerstraat

Biraz daha farklı mekanlar görmek istiyorum, turist kalabalığından uzaklaşmak istiyorum alışveriş yapacağım diyorsanız buradaki süpersonic dükkanlar alışveriş için sizleri bekliyor.