Kopenhag, İskandinav Yarımadası’nın eşsiz parçalarından biri. Aynı zamanda dünyanın en mutlu şehirlerinden. Ücretsiz kamu hizmetleri denildiğinde burası tüm dünyanın parmakla işaret ettiği bir şehir. Hal böyle olunca burası yaşanılacak en huzurlu şehirlerden biri oluyor. Her şeyin “en”i desek yeri. Refah seviyesi çok yüksek, dünyanın en temiz şehirleri arasında. Geri dönüşüme ve sıfır karbona önem vermesi de cabası!
Dünyanın en mutlu insanları olarak gösterilen Danimarkalılar ise dost canlısı ve sakin yapılarıyla nam salmış. Hayatlarında sağlıklı beslenme ve spor olmazsa olmaz. Koşu yapmayan bir Kopenhaglı göremezsiniz. Bu nedenle erken yaşta ölüm oranı da düşük. İmkanlarının yanı sıra sakinlerinin de sıcak kanlı olması şehrin huzurlu bir yer olması için gereken tüm etkenlerin bir arada olmasını sağlıyor. Tüm bu özellikleriyle huzur bulmak için seçilecek şehirlerin başında geliyor. Kopenhag senin için yaklaşan bir seyahat noktası ise veya yapılacaklar listen için ilhama ihtiyacın varsa okumaya devam et. Çünkü senin için detaylı bir Kopenhag seyahat rehberi hazırladım.
Kopenhag’a gelmişken günübirlik İsveç’in Malmö şehrine gidebilirsin. Danimarka’yı İsveç’teki bu şehre bağlayan Oresund Köprüsü’nü geçmek sadece 20 dakika sürüyor.
Mutluluğun Formülü: Hygge!
Danimarkalıların mutluluk sırlarından birisi bu felsefe aslında. Mumlar, hoş kokulu bir ortam, paylaşılan dostluklar, kaliteli ama sade bir yaşam, uzun yemek muhabbetleri, sıcacık bir battaniye… Kısacası kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan hayatın tüm basit zevklerini kapsıyor bu kavram. Önemli olan küçük mutluluklara odaklanarak yaşamak. Pek tabii sistem onları zaten üzmüyor, koruyup kolluyor; adamların kafaya takıp dert edeceği hiçbir sorun yok.
Kısacası gösterişten uzak durup o anların değerini bilmek, o anları bilinçli olarak hissetmek, yatıştırıcı ve zarif şeylerden keyif almayı öğrenmek anlamına geliyor; çünkü bu anlar ne kadar çoğalırsa mutluluk da o kadar artıyor.
Kopehag’a Ne Zaman Gitmeli?
Kış aylarında Kopenhaglıların hygge ruhunu yaşamak çok daha kolay. O atmosfere hemen bürünüyorsun. Ama kışın Kopenhag’da hava 15:00’da kararır, 19:00’dan sonra çıt çıkmaz. İnanamazsın. Daha sıcak havaların ve daha uzun günlerin peşindeysen Kopenhag’ı ziyaret etmek için en iyi zaman nisan, mayıs ve eylül aylarıdır. Kanalda suya girenler, parklarda ve çimlerde güneşlenenler… Tamamdır işte, enfes bir keyif seni bekliyor.
Kopenhag’da Ulaşım
Kopenhag minik bir şehir ve yürüyerek gezmek için müsait. Herhangi bir ara sokağında görmen gereken birçok ev var. Toplu taşıma konusunda ise kusursuz. Metro ile istediğin her yere pıt pıt gidersin. Toplu taşıma sistemi verimli, ama yürüyerek dolaşmak çok keyifli. Metro veya tren kullanmaktan daha çok yürümek zorunda kalabilirsin.
Havalimanından şehir merkezine ulaşım: Havalimanına iner inmez ücretsiz wifiden güzel bir şey var mı? Rahatça kontrollerini yap ve pasaport kontrole ilerle. Havaalanından şehir merkezine en hızlı şekilde metro ya da trenle gidebilirsin. Hem metro hem de tren, Terminal 3’ten çalışıyor. Dümdüz yürümen yeterli. Otobüsler de Terminal 3’ün hemen dışında.
Metro: Metro tabelalarını takip ettin ve kırmızı otomatlara geldin. Genelde düzen sağlamak amaçlı iki görevli oluyor. Takıldığın yerde yardım da isteyebilirsin, ama her şey çok basit. İngilizceyi seç ve ilerle. Neyse efendim; gideceğin yere göre kaç zone, kaç kişisin gibi detayları seçiyor ve ödemeni yapıyorsun. Şehir merkezine tek yön toplu taşıma bilet fiyatı 36 DKK (2023). Atıyorum, Frederiksberg durağında ineceksen M2 hattına binmelisin, Norrebro için M3 hattına. Aşağıdaki metro haritası çok işine yarayacak. Yanlış binersen de üzülme, dönüp dolaşıp doğru noktaya varacaksın!
Otobüs: Kredi kartınla tek kullanımlık bilet alabiliyorsun. Otobüslerde nakit para da geçerli, bilgin olsun. Hatta belki de nakit parayı kullanacağın tek yer otobüsler.
Ancak belediye otobüsleri, Kopenhag’ın metro ve yerel trenlerini de işleten toplu taşıma şirketi DOT tarafından işletiliyor. Havalimanındaki otomatlardan satın alınabilen biletler, yerel trenlerde ve metroda da geçerli. Kopenhag’da düzenli olarak toplu taşıma kullanacaksan 24 veya 72 saat sınırsız seyahat için geçerli bir City Pass satın alabilirsin.
Taksi: Hem Terminal 1 hem de Terminal 3’ün hemen dışında taksiler bulacaksın. Taksi ile şehir merkezine ulaşım yaklaşık 20-30 dakika sürüyor ve trafiğe bağlı olarak 250-350 DKK civarında tutuyor.
Otobüs: Havalimanından Kopenhag Merkez İstasyonu’na otobüsle de ulaşabilirsin. 5C numaralı otobüsle gideceksin ve yaklaşık 35 dakika sürüyor. Otobüs durağı, Terminal 3’ün hemen dışında.
Biletini Nereden Alacaksın?
Toplu taşıma bileti satın almak için 3 yolun olacak: Ya bilet makinelerinden (havaalanında, metro istasyonlarında ve hatta bazı 7-Eleven büfelerinde), mobil uygulamadan veya otobüste sadece nakit ödeyerek. Ancak çoğu büyük şehirde olduğu gibi turistler için 24-48-72 saatlik kartları var.
Trene veya Metroya Binmeden Önce Daima Bir Bilet Al
Biletini nakit ve en yaygın kredi kartlarını kabul eden bilet makinelerinden veya tren ve metro istasyonlarındaki 7-Eleven kiosklarından satın alabilirsin. Onaylatma olayı burada yok. Onaylatmak için otomatlar görüp yapmaya çalıştım, meğer orada yaşayanların ulaşım kartları içinmiş. Sadece akbili olanlar kullanıyor, iade alıyor gibi düşün.
Hangi Tür Bilete İhtiyacım Var?
Normal tek seferlik bilet arıyorsan seyahat etmek istediğin bölge sayısına göre değişir. Şehir dışına seyahat etmediğin sürece otobüs, tren ve metro için tek seferlik bilet kullanabilirsin. Kopenhag Havalimanı-şehir merkezi ulaşımı söz konusu olduğunda 3 bölge biletine ihtiyacın olacak. 3 bölgeyi kapsayan yetişkin bileti 36 DKK (2023). Çocuk biletleri yarı fiyatına. 0-3 yaş ise ücretsiz.
Elektrikle çalışan sarı liman otobüsleri sizi normal bir otobüs biletiyle limanda bir aşağı bir yukarı götürür.
Sarı Liman Otobüsü: Şehrin liman otobüsleri sadece verimli bir toplu taşıma aracı olmakla kalmıyor, aynı zamanda CO2 emisyonlarının düşürülmesinde de büyük rol oynuyor. Normal bir otobüs biletiyle aynı fiyata, güneydeki Sluseholmen’den Kopenhag limanının en kuzey ucundaki Orientkajen’e kadar gidebilirsiniz. 80 kişiye kadar yolcu kapasitesi var ve yoğun saatler dışında 8 bisiklet ve dört bebek arabası veya tekerlekli sandalye taşıyabiliyorlar.
- Havnebus 991 – yön: Teglholmen (güney)
- Havnebus 992 – yön: Orientkajen (kuzey)
Kopenhag’da Nerede Konaklanır?
Büyük bir kesim “Şehrin merkezinde konaklayayım, rahat edeyim.” düşüncesinde oluyor. Oysa bu büyük bir hata! Özellikle dünyanın en pahalı şehirlerinden biriyse sakın ha! Hygge stili yaşayan yerlisi için şehrin merkezinde yaşamak korkunç. Onlar daha fazla kültür, sakinlik ve daha iyi bir ortam sağlayan başka konum arıyorlar. Konaklamak için en uygun bölgeler; Norrebro, Vesterbro, Frederiksberg, Osterbro. Bu 4 bölge de tamamen lokal. Sakin ve harika mekanların cenneti. İster otel ister Airbnb tercih et, filtrelemenizi buna göre yap.
Danimarkalılar iç tasarımı sever ve evlerine çokça sevgi katarlar. Tasarım ürünler, sadelik, mumlar, loş ışıklar… Danimarka kültürünü deneyimlemek istiyorsan tercihin Airbnb olmalı.
Konaklamak İçin Bölge Önerileri
Nørrebro: Yıllar önce büyük bir göçmen nüfusu barındırıyordu, şimdilerde şehrin renkli etnik merkez üssü. Nørrebro çok popüler bir öğrenci bölgesi ve burası günün her saati Danimarkalılarla dolu. Harika alışveriş seçenekleri ve kafeler sunan Nørrebro, şehirdeyken ziyaret etmek isteyeceğin birçok yere yürüme mesafesinde.
Vesterbro: Şehrin en havalı bölgesi ve hem ailelerin hem gençlerin evi. Birçok kişi, gerçek yerlilerin Vesterbro’da yaşadığını iddia ediyor. Vesterbro, ünlü Meatpacking’e, şehirdeki en iyi kahve mekanlarından bazılarına ve şehirdeki en iyi restoranlardan bazılarına ev sahipliği yapıyor.
Frederiksberg: Kopenhag’ın kendi komünü bile olan ilginç bir bölgesi. Frederiksberg sadece yerel halk ve güzel sokaklarla dolu çok güzel bir bölge değil, aynı zamanda hem Nørrebro hem de Vesterbro arasında mükemmel bir konuma sahip. Burada kalmak, her ikisine de yürüme mesafesinde olmayı ve aynı zamanda şehir merkezine kısa bir yolculukla varmayı sağlıyor.
Østerbro: Çoğunlukla ailelerin yaşadığı sakin bir bölge. Burada en havalı restoran ve kafeleri değil; sakin geceleri, geniş caddeleri ve okyanusa doğru kısa bir yürüyüşü bulacaksın. Üstelik Østerbro, bölgeyi çok davetkar kılan kendine has sevimli ve yerel bir havaya sahip.
Amagerbro: Deniz ve doğa şehirle buluşuyor! Amagerbro; East Amager, Islands Brygge ve Ørestad gibi birkaç bölgeden oluşuyor. Şehir merkezinden yarım saat uzaklıkta. Aslında pek bir şey yok burada, sıkılabilirsin. Ama metro ile hızlıca ulaşım sağlayıp daha uyguna konaklama seçeneği bulmak için de mantıksız değil hani.
Christianshavn: Cool mekanlara ev sahipliği yapan özgür şehir Christiania’nın bulunduğu bölge. Aynı zamanda Kurtarıcı Kilise de burada. Christianshavn’a en iyi Borsgade/Torvegade kara yolu köprüsünden yürüyerek veya Christianshavn Metro durağı kullanılarak erişilebilir.
Ben Nerede Konakladım?
Bu bizim ikinci Kopenhag seyahatimiz. İkisinde de Airbnb tercih ettik. İlk seyahatte Vesterbro, son ziyaretimizde ise Nørrebro’da konakladık. İkisi de çok keyifliydi. Evin civarında harika mekanlar vardı. Ama sanki Nørrebro daha iyiydi diyebilirim. Bir dahaki seyahatte Frederiksberg tercihim olacak. Son kaldığımız Airbnb evinin linkini buraya bırakıyorum.
Kopenhag Harcama Maliyetleri
Kopenhag, Avrupa’nın en pahalı seyahat destinasyonlarından biri. Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen Danimarka’nın kendi para birimi olan Danimarka Kronu (DKK) var. Şehirdeki en ucuz pansiyonların maliyeti yaklaşık 35 € (260 DKK). Yemek ve turistik yerlere bilet gibi şeyler, harcamalarınızı günlük minimum 80 €’ya çıkaracaktır (2023).
Pahalı mı, Doğru Söyle!
2019’da ilk kez ziyaret etmiştik ve bize inanılmaz pahalı gelmişti. Ama 2023 Mayıs ayında 2. ziyaretimizi yaptık ve hemen hemen Türkiye’ye yakın fiyatlar diyebilirim. Ucuz bir şehir değil, zaten dünyanın en pahalı şehirleri listesinde ilk 10’da yer alıyor. Konaklama fiyatları ve restoranlarda devamlı bunu hissedersiniz. Bu nedenle geziniz için biraz daha fazla bütçe ayırmanız en iyisi. Dengeledikten sonra gayet oluru var.
Kopenhag’da bahşiş vermek bir gelenek değil. Olağanüstü iyi bir hizmet alırsan bunu bir bahşişle ödüllendirebilirsin
Yeme-İçme Fiyatları (2023)
Su: Musluktan akan su güvenilir, içilebilir. O yüzden bir şişe ya da termos taşımak yeterli. Markette 2,5-12 DKK arasında. Mesela su buzdolabında ise daha pahalı; tam Avrupa’da göreceğiniz detay.
Kahve: 32-40 DKK
Sosisli: 42 DKK
Pizza: 110-170 DKK
Hamburger: 80-100 DKK
Restoranda kişi başı yemek: 200-1000 DKK
Market alışverişi (2-3 günlük): 200-300 DKK
Kopenhag’ın en ucuz marketi Netto! Eğer ev kiraladıysan mükemmel! Erzak, içecek vs. gönül rahatlığıyla alışverişini yapabilirsin.
Kopenhag’da Yapılacak En İyi Şeyler
- Nyhavn’da fotoğraf çek: Muhtemelen ziyaret ettiğimiz tüm İskandinav şehirlerindeki en güzel şehir manzarası. Bu kanal, Kopenhag’ı ziyaret ederken mutlaka görülmesi gereken bir yer. 17. yüzyıldan kalma şehir evleri, tarihi yelkenlilerle dolu kanalda sıralanmış. Bu şehir evlerini bu kadar özel yapan şey, parlak renklerle boyanmış olmaları.
- Stroget’te mağaza gezip ilham al: Burası da şehrin alışveriş caddesi. Git git bitmiyor, sürekli devam ediyor. İster dünyaca ünlü lüks mağazalar, ister mütevazı dükkanlar; aradığın her şey burada! Dünyadaki en uzun alışveriş caddelerinden biri. Daha özel, tasarım dükkanları bulmak istiyorsan Strøget’de ara sokaklara dal. Genç modacıların tasarımlarından retro butiklere harika bir harmana sahip mağazalar göreceksin.
HAY House, özetle İskandinav tasarımının en uç noktasını yaşatacak, evini artık bu şekilde döşemek için can atacağın bir dükkan. HAY; modern mobilyalar ve ürünlerle sade tasarımın birleştiriyor. Kopenhag’ın dünya standartlarında bir tasarım kenti konumunda olmasında çok büyük bir paya sahip. Ayrıca bulunduğu 2. kat, harika bir Stroget fotoğrafı çekmen için süper bir konum!
- Tivoli Bahçeleri’ni ziyaret et: Tivoli Bahçeleri, Walt Disney’in Disneyland’ı modellediği 175 yıllık bir eğlence parkı. 2,5 yaşındaki kızımızla Kopenhag’a gelip burayı ziyaret etmemek olmazdı. İçerisi devasa bir alan. Harita veriliyor, ama haritayı çözmek dahi zaman alıyor. Tivoli girişi ücretli bu arada. Biz giriş biletleri ve passleri online olarak aldık.
Giriş ücreti ödeyip oyuncaklara binerim sanıyorsan yanılıyorsun. Sadece o atmosferi soluyorsun Oyuncaklar için ayrıca ödeme yapılıyor. Çocuğunun yaşına göre oyuncaklar var mı, önce onu kontrol etmelisin. Mesela kızımın binebileceği 7-8 oyuncak vardı. Bazı oyuncaklarda 100 cm sınırı vardı. Hatta bir sırada yarım saat bekleyip kalabalıktan uyarı tabelasını fark etmemişim, 93 cm olduğu için binemedi Hepsi hakkında detaylı bilgiyi Tivoli web sitesinden kontrol etmen faydalı olacaktır.
Nisan ayından eylül ayının sonuna kadar sezonluk olarak açık, kış döneminde ise Cadılar Bayramı ve Noel için tekrar açılıyor. Cadılar Bayramı ve Noel sırasında Tivoli çılgın güzel bir atmosfere bürünüyor. Bu dönemlerde Kopenhag’da olacak kadar şanslıysan Tivoli’yi mutlaka deneyimlemelisin.
- Kanal turu yap: Bir kanal turuyla başlamak, Kopenhag’da yapılacak her şeyi yürüyerek keşfetmek için yola çıkmadan önce yönünü bulmanın ve şehrin önemli noktalarını görmenin mükemmel bir yolu.
Kanal turlarının iki ana işletmecisi var: Nettobådene kişi başı 60 DKK (8 Euro) ve Stromma kişi başı 80 DKK (10 Euro) (2023). Stromma için bilet gişesi, Nyhavn’daki limanın hemen sonunda (şehre en yakın olan). Bulması çok kolay. Nettobådene için bilet gişesi, limanın sağ tarafında (suya doğru baktığında) limanın dibinden iki yüz metre aşağıda. Kalabalık bir grup değilseniz tavsiyemiz Nyhavn’a gidip bir bilet almanız. Tekneler yazın her 20 dakikada bir kalkıyor ve operatörler her zaman tüm ziyaretçiler için yeterli tekne olduğundan emin oluyor. Yüksek sezonda ve güneşli bir günde bile neredeyse her zaman bir sonraki tekneye binebilirsiniz.
Kanal turları, muhtemelen bir saat içinde Kopenhag’ın çoğunu görmenin en iyi ve en güzel yolu.
- Christiansborg Sarayı’nı ziyaret et: Borgen’i izleyenler burada mı? Saray gezmek bana göre sıkıcı aslında, ama Christiansborg Sarayı sıkıcı olmaktan çok uzak. Görülecek çok fazla sergi var ve kesinlikle çok güzel. Kraliyet Ailesi’nin bu salonlarda dolaştığını kolayca hayal edebilirsin. Saraya giriş ücretli, oda oda ekstra ücretler çıkabiliyor; ama terasa çıkmak ücretsiz. Sıra çok, bilgin olsun. Sarayın ön girişinin hemen sağından “ücretsiz” olarak kuleye girişler alınıyor. Asansörle çıkarken sadece 2 katı kullanabiliyorsun; restaurant katı ve kuleye çıkılan kat.
Kuleye giriş, sarayın merkezinde (kulenin hemen altında) büyük bir kapı olan Kral Kapısı’nda. Kral Kapısı’na Saray Meydanı’ndan ve İç Avlu’dan (mermer köprü ve binicilik alanı üzerinden) ulaşılabilir. Girişten kulenin tepesine bir asansör var. Üstte sınırlı alan olduğundan sıra olabilir.
- Royal Library Garden’da yalın ayak gez: Bu bahçe kraliyet kütüphanesi olarak geçiyor. Şehir içindeki cennet diyebiliriz. Özellikle bahar-yaz aylarında güneşlenmek, dinlenmek, piknik yapmak ve kitap okumak için mükemmel. Birçok sandalye mevcut. İstersen de yalın ayak çimlere yat, anın tadını çıkar!
- Frederiks Kirke Mimarisine hayran kal: İskandinavya’nın en büyük, Avrupa’nın ise 3. büyük kubbeli kilisesi. Dışı içine göre çok daha etkileyici. İkonik Kopenhag görüntülerinden birisini sunuyor.
- Amelienborg Sarayı’nda muhafız değişim törenine katıl: Amalienborg Sarayı, kraliyet muhafızlarının değişimine şahit olmak için görülmeye değer. Saat 12’de orada ol Meydanın ortasında durmak, sana Amalienborg’un kurucusu Kral V. Frederick’in atlı heykelini çevreleyen birbirinin aynı dört sarayı görme şansı verecek.
- Rundetårn: Yuvarlak Kule’nin tepesine çıkmayı kaçıramazsın. 268 metre uzunluğundaki rampadan yürüyerek kulenin tepesine çıkıyorsun. Kopenhag’da yapılacak harika şeylerden biri. Kulağa olduğundan daha zor bir yürüyüş gibi geliyor, ama zorlamıyor. Terasa çıktığında ise tüm Kopenhag şehri ayaklarının altında. Saat 20:00’ye kadar açık olduğundan da geç saatte kadar gidilebilir.
- Rosenborg Kalesi: Kopenhag denince akla gelen ikonik yapılardan birisi Rosenborg Kalesi. 19. yüzyıla kadar krallara ev sahipliği yapan bu kalede, Kraliyet Ailesi’nin değerli mücevherleri bulunuyor. İçeriye girmene değer mi değmez mi bu çok kişisel zevke giriyor. 130 DKK giriş ücreti var (2023). Bu kalenin olmazsa olmazlarından birisi de devasa bahçesi King’s Garden! Yazın herkes çimlere yayılır, piknik yapar, güneşlenir, oyunlar oynar. Harika bir atmosferi var. İşte bu kaçmaz!
- Christianshavn’ı ziyaret et: Ziyaret etmeye değer başka bir büyüleyici bölge, bir zamanlar Kopenhag’ın planlanan limanı Christianshavn. Burası biraz daha uzakta, daha modern bir liman inşa edilene kadar yaklaşık 1920’ye kadar Kopenhag’ın ticaret merkeziymiş. Limanın ekonomisi çöktüğü için pek de arzu edilmeyen bir alan haline gelmiş. Ancak her şey yolunda gittiği için ucuz fiyatlar sanatçıları cezbetmiş ve moda olmuş. Yani şimdi bu eski depolar, pahalı apartman daireleri olmuş ve bölge yeniden gelişiyor. Tarihi ne olursa olsun Nyhavn’dan biraz daha az kalabalık, su üzerinde kurulmuş şirin bir yer.
- Christiania’nın gizemini arala: Özgür şehir olarak da bilinen Christiania, Kopenhag’da özerklik ilan eden sakinlerin yaşadığı, farklı yaşam tarzlarıyla tanınan yeşil ve araç trafiğine kapalı bir mahalle. 1971 yılında, bölgede terk edilmiş bazı askeri kışlaları işgal eden ve Danimarka hükümetinden tamamen bağımsız olarak kendi toplum kurallarını geliştiren bir grup hippi tarafından kurulmuş. Gittiğinde evler, atölyeler, sanat galerileri, müzik mekanları, ucuz ve organik restoranlar ile güzel doğanın bir karışımını bulacaksın. Bölgede fotoğraf ve video çekilmesini tavsiye etmiyorum. Tahmin edersin ki özel hayatlarına saygısızlık gibi hissedip sinirlenebilirler (Yaşanan bir olay!).
- Reffen’de gün batımı ve eğlencenin keyfini çıkar: Refshaleøen, aslında eski bir sanayi bölgesi. Son yıllarda ise Kopenhag’ın en popüler bölgelerinden biri haline geldi. Yaratıcılık, alternatif kentsel gelişim, festivaller ve çok farklı türden harika yiyecekler için bir merkez oldu..Bisiklet, otobüs ve hatta liman otobüsüyle kolayca ulaşılabilen ada, şehrin ayrılmaz bir parçası; ama kendine özgü bir kimliği var.
Ziyaret etmek için mükemmel bir yer olan Reffen’e git, sulu biftekten Japon yemeklerine kadar her şeyi satan dünyevi ve benzersiz tezgahlarda dolaş. İster 2A nolu otobüse bin, ister bisiklet kirala, istersen bizim gibi tabanvay kullan. Fotoğraf-video çeke çeke Nyhavn’dan 25 dakika sürüyor.
- Broens Gadekokken’de yemek ye: Bu yemek pazarı, haftanın her günü açık. Yemek pazarının özelliği ise kalite, malzeme ve lezzet deneyimlerinin çok üst olduğu saygın ve köklü Kopenhag şeflerinin restoranlarından 1. sınıf sokak yemekleri tatma imkanı sunması. Christianshavn ve Nyhavn arasındaki Inderhavnsbroen’de yani Kopenhag Limanı’nın kalbinde, manzaranın ve güzel bir gün batımının keyfini çıkarabileceğin bir nokta.
- Torvehallerne Market’te yerli gibi takıl: Hafta sonu brunch’ının tadını çıkarmak veya kendin bir brunch hazırlamak istersen en taze mevsimlik malzemelerden bazılarını satın almak için mükemmel bir yer.
- Kødbyen atmosferini tat: Yiyecek pazarlarını ziyaret etmek şehirde olmazsa olmazlardan biri ve aç hissettiğinde Kopenhag’da görülecek en iyi yerlerden biri. Kopenhag’da hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin çok sevdiği alan. Birçok sokak yemeği tezgahından birinde hızlıca bir şeyler atıştırmak için buraya git ve oldukça geç saatlere kadar açık olan yerel mekanlara göz at!
- Thorvaldsen Müzesi: Bertel Thorvaldsen tartışmasız Danimarka’nın en ünlü Kopenhaglı sanatçılarından biri. Zanaatkarlık becerilerini, Roma’da oldukça uzun bir süre (yaklaşık 40 yıl) kalmasından elde etmiş. Döndüğünde, şehrin tadını çıkarması için zengin eserler, güzel sanatlar ve çarpıcı yeni sanatsal perspektifler getirmiş. Günümüzde Thorvaldsen Müzesi, klasik mimarinin en iyilerinden bazılarını görmek için zamanda geriye gitmek gibi.
- Assistens Mezarlığı’nda yürüyüş yap: Norrebro semtinde görülmeye değer ilginç anıtsal mezarlık, Andersen ve Bohr gibi ünlü Danimarkalıların mezarları var. Bir mezarlıktan çok bir parka benzeyen bu alanı piknik yapmak için de kullanan Danimarkalıları görmek alışılmadık bir durum değil. Güzel ağaçlı sokak, eşsiz bir fotoğraf noktası ve bahçe alanları, bir pazar sabahı veya sakin bir öğleden sonra dinlenmek için harika bir yer.
- Ørstedsparken Parkı’na git: Bu parka rastlamak ya da parkı kaçırmak çok kolay. Kopenhag’ın merkezi bir bölgesinde, ancak tipik turistik yol üzerinde değil. Ana gölet; yürüyüşe çıkmaya karar verirsen belki seni, yerel halk ve spor yapan insanlarla bir araya getirir.
- Yarım saatte ülke değiştir: E buraya kadar gelmişken listene yeni bir ülke eklemek istemez misin? Malmö’ye git! Øresund Köprüsü’ne, her iki şehir de düzenli olarak trenle bağlanıyor ve ülke değiştirmek 40 dakikadan az sürüyor. Kopenhag hakkında çok sevdiğim şeylerden biri, İsveç’in Malmö şehrine olan yakınlığı. Kopenhag’dan Malmö’ye giden bir trene binebilir ve farklı bir kültürü, dili ve gelenekleri keşfedebilirsin.
- Küçük Deniz Kızı Heykeli: Küçük Deniz Kızı kitabının yazıldığı yer burası. Yani gör istersen, ama görmezsen de kayıp yok
Modern Müzelerini Ziyaret Et!
Kopenhag bir kültür şehri. Sanat, galerilerin içinde ve dışında her yerde aslında. Bununla birlikte ilgi alanlarına bağlı olarak yapılacaklar listende yer alması gereken bazı müzeler var. Kopenhag’dayken görebileceğin en iyi müzelerden bazıları:
- Louisiana Modern Sanat Müzesi: Şehir merkezinden biraz uzakta, ama oldukça eşsiz bir deneyim. Mimari ve doğanın karışımı.
- Kunsthal Charlottenborg: Bir sarayda çağdaş sanat.
- Danimarka Ulusal Galerisi: Kopenhag’da ulusal ve uluslararası sanat için gidilecek yer.
- Danimarka Mimarlık Merkezi: Bir müzeden daha fazlası, benzersiz bir deneyim. Özellikle mevsimlik sergiler ilginç oluyor.
- Glyptotek: Oldukça ünlü bir Instagram fotoğraf noktası, bahçelerle heykellerin birleştiği bu müze. Salı günleri ücretsiz. Mimarisi ve sanat eserleriyle Ny Carlsberg Glyptotek kesinlikle Kopenhag’da görülmesi gereken yerlerden.
- Copenhagen Contemporary: En sevdiğim. Gerçekten zevk aldığım ve çağdaş veya modern sanatla biraz ilgiliysen çok özel bir deneyim, kesinlikle tavsiye ederim.
Kopenhag’daki müzeleri ziyaret etmenin tek dezavantajı, ülkenin yaşam kalitesine göre ayarlandığı için fiyatların her zaman çok uygun olmaması diyebilirim.
Kopenhag’da Nerede Ne Yiyelim?
Coffee Collective: Kopenhag’da kahvelerini en sevdiğim ve oturmaktan en keyif aldığım mekan burası. Birçok şubesi var. Özellikle Coffee Collective Godthåbsvej șubesi ve Coffee Collective Jægersborggade favorim.
Original Coffee: Bir diğer favori kahvecim de burası. Lagkagehuset’teki göl kenarı şubesinde oturdum. İnanılmaz keyif aldım. Fıstıklı cookie olay! Espresso sipariş ederken modern (daha asidik) veya klasik (fındık, koyu) karışımlar arasında bir seçeneğiniz olması ise harika.
Prolog Coffee Bar Meatpacking District: Üçüncü dalga kahve hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsan Prolog Coffee Bar mükemmel seçim olabilir. Adı “prologue” (bir kitabın başlangıcı) kelimesinden geliyor ve prolog, kahve hikayesine önce çekirdeklerini sürdürülebilir bir şekilde tedarik ettikleri çiftçilere bakarak başlıyor.
CUB Coffee Bar: Ve en sevdiğim kafelerden bir diğeri. Özellikle kışın Kopenhag’a geliyorsan o Hygge ruhu burada tam olarak var. Christiansborg Sarayı’na çok yakın. Kopenhag’ın kalbinde yer alan CUB Coffee Bar, kahve tutkunları için rahat ve davetkar bir atmosfer sunan gizli bir mücevher.
Andersen&Maillard: Norrebrogade şubesine gittik, ama iki şubesi daha varmış. Kesinlikle Kopenhag’daki en iyi fırınlardan biri. Her zaman taze ürünler fırından yeni çıkmış halde seni karşılayacak! Ürün çeşitliliği oldukça geniş, fıstıklı kruvasan küpü ve espressolu kruvasan çok lezzetli.
Juno The Bakery: Kopenhag’da en çok duyacağın şeylerden biri de “Michelin yıldızlı Noma’nın eski şefinin mekanı, bak bakk!” ve işte onlardan biri Andersen&Maillard. Kurucusu Emil Glaser. İsveç’te çocukluğu boyunca kakule rulolarıyla büyümüş ve bu nedenle 2017’de açılan Juno’da kakule rulolarının öne çıkmasını istemiş. “Dünyanın en iyi kakule çöreği buradaymış, deneyelim.” diyoruz. İnanılmaz farklı bir tat, ya seversin ya da zamanla sever ve yeniden yemek istersin. Şu an o tadı özlüyorum. Bademli ve fıstıklı kruvasanı da olay! En basit hamur işini dahi en yüksek kalitede yiyebileceğin o mekan burası.
Hamur işlerin Juno’dan al ve Østerbro’nun büyüleyici sokaklarının çevresinde tadını çıkar.
Hallernes Smorrebrod: TorvehallerneKBH’deki şubesinde denedik. Danimarka’nın en meşhur lezzeti, ekmeküstü sandviçleri. Ama öyle sıradan değil. Her şey en üst kalitede. Görsel bir şölen. Ekmeği ise tahıllı ve incecik. Üzerindeki ürünler ise bir dağ gibi Ürünleri taze, çeşitleri o kadar fazla ki seçim yapmakta zorlanıyorsun. Pahalı, ama değiyor. İlk kez deneyecekler için rozbifli olanı öneririm Levrekli ve karidesliler favorim!
Lille Bakery: Yolunu Reffen’e doğru düşüreceğin gün buraya uğra! Bu fırın, Kopenhag’ın en iyilerinden biri. Gerçekten kırsal bir alandaymışsın hissini verecek. En popüler tatlı hamur işleri, inanılmaz olan tarçınlı kruvasan rulo. Ekmekleri de mutlaka denenmeli, çünkü hiçbir şey taze pişmiş ekmekten daha iyi olamaz. Ve tabii ki ne kadar erken gidersen git, buranın çok iyi olduğunu ve kuyrukla karşılaşacağını unutma. Öğlen 3 buçuktan sonra tezgahta hiçbir şey kalmıyor gibi bir şey! Tekrar gittiğimde öğle yemeğini deneyimlemek istiyorum, tabakları çok keyifli duruyor!
Bageriet Brod: Minimal tatlı bir mahalle fırını. Kruvasanları çok taze ve çok güzel. Daha önceki Kopenhag seyahatimizde keşfetmiştik. Yakınlarından geçersen muhakkak dene! İki kez pişirilmiş bademli kruvasan, doğru miktarda yapışkan badem dolgusuna sahip; pasta katmanları nemli ve lezzetli tereyağlı. Berliner çöreklerini denemek için çarşamba günü gidebilirsin!
POPL Burger: “NOMA’nın eski şefi hamburgerci açmışş, uuu” dedik ve MUAZZAM! Ekmeği yumuşacık, sosların uyumu çok iyi ve eti sulu sulu. Ben artık pahalı muhabbeti yapamayacağım, yediğine değiyor. Türkiye’de iyi bir burger için de 300 lira veriyorsan çok takılma.
BAEST: Avrupa’nın en iyi 50 pizzası listesinde 2. olan BAEST! Peynirlerini, hamurunu, tüm malzemeleri kendisi yapıyor. Ürün-malzeme kalitesiyle bu ödülü almışlar zaten! Mozzarella, burrata hepsi mükemmel. Bu mekan, restoranın yarısını rezervasyona açıyor; yarısını ise kapıdan gelen müşterilere. Rezervasyonun yoksa üzülme, dayan kapıya! Tadım menüsü ya da alacarte olarak devam et. Bize tadım menüsü saçma geldi. Biraz ütopik başlangıç olarak peynir ve ekmek aldık. Bir de paylaşımlı pizza aldık. Klasik pizzalar yok, o yüzden seçimini iyi yapıp içeriğindeki malzemelere iyi bakmanı öneririm!
Pizzeria Luca: Avrupa’nın en iyi 50 pizzası listesindeki bir diğer mekanımız da burası. Daha uygun fiyatlı kalıyor tabii. Ama muazzam güzel pizzaları var. Ben parmesan ve patlıcanlı pizzasını aldım; yerken ağlayacaktım, öyle mutlu etti beni! Dış kısımda oturduk, ama mekanın içi de oldukça keyifli; hele kışın ayrı güzel olur!
Surt: Pizzaiolo Giuseppe Oliva, 2013 yılında Christian Puglisi ile birlikte BAEST pizza restoranını açmış ve burada pizza tarifinin geliştirilmesine yardımcı olmuş. 2019 yılında kendi restoranını açmak için ayrılmış. Şimdilerde ise Surt, Kopenhag’ın en iyi pizzacılarından biri. “Surt”, Dancada “ekşi” anlamına geliyor. Buradaki tüm hamur, ekşi mayadan günlük olarak el yapımı üretiliyor. Kabarık ve çıtır kabuk;, daha önce denediğimiz hiçbir şeye benzemiyor.
Hooked: Popüler balık lokantasının üçüncü ve en büyük yeri olan Hooked, Carlsberg Byen’de bulunuyor. Istakoz ruloları, balık ve cips, poké kaseleri, kızarmış balık sandviçleri, mac ve peynir topları ile çok daha fazlasını sunuyorlar.
HART Bageri: Bu mekan son zamanlarda Kopenhag’daki en popüler fırınlardan birisi. Sosisli çörek ve kruvasan aldık. Çok etkilemedi bizi, ama seçimimiz yanlıştı belki. İstersen bir de sen dene. Ama listemizde çok daha iyileri var!
DOP (Den Okologiske Polsemand): Kopenhag’da yiyebileceğin en ucuz ve en güzel şey sosisli! Hem de en organiğinden. Købmagergade Caddesi üzerindeki Yuvarlak Kule’nin yanında ve Strøget Caddesi üzerindeki Kutsal Ruh Kilisesi’nin yanında bulabilirsin. Sosisler organik etten yapılıyor. Dana, keçi ve vejetaryen seçenekleri var.
Gasoline Grill: Dünyanın en iyi burgercisi olarak geçen ve hala benzinci olarak faaliyette olan mekanın içine açılmış bu burgerciyi denemeden dönme derim. Cheeseburger combo menü almak mantıklı. Konsept take away şeklinde. Yine de oturup yenilebilecek masa ve sandalye vardı. Kalabalık, ancak servis hızlı. Doyurucuydu. Yurt dışında yediğim en iyi hamburgerlerden diyebilirim.
Ismageriet: Hop! Kopenhag’ın en iyi dondurması burada! Haritamıza hemen kaydediyoruz. Nokta atış bir yer olsun diyorsak budur. Eğlenceli gerçek: Burası Kopenhag’da yıl boyunca açık olan tek dondurma dükkanı, bu yüzden buraya gelip kış aylarında dahi dondurma keyfi yapabilirsin.
Diğerleri ise Sciliansk Is, Alice Ice Cream, ISTID. Alice, gelato ya da eski moda Danimarka tarzı dondurma üreticilerinin aksine tamamen kendine özgü içerik odaklı bir stile sahip. Sahibi Anders Lorenz, dondurma yaparken bilimsel bir yaklaşım benimsiyor. Sütlü dondurma, Danimarka’daki küçük mandıra çiftliği Søtoftes’ten elde edilen sütle yapılan özel bir lezzet. Alice’i en çok öne çıkaran şey waffle külahları. Tereyağlı vanilya aroması, onu bir kurabiye gibi tatlandırıyor. Yani şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi waffle külahı. Coffee Collective, her yıl nisan ayı civarında, dondurma ve affogato sunmaya başlıyor. Telefonkiosken ve Godthåbsvej dışındaki tüm mağazalarda mevcut.
Lidkoeb: Kopenhag’ın en havalı mekanlarından birine ev sahipliği yapan Vesterbro’nun arka sokaklarından birine gizlenmiş şirin bir kulübe var. Gizli bir mücevher. Eski bir eczaneden renove edilmiş. Ama içeride o ambiyansı yaratan hiçbir detay yok. Sıcak havalarda donmuş içeceklerin tadını açık hava avlusunda çıkarabilir, soğuk mevsimde ise içeride ateşin yanında içeceğinİ yudumlayabilirsin. Eğlenceli atmosfer ve güler yüzlü personel, buranın yıl boyunca takılmak için harika bir yer olmasını sağlıyor.
Çocukla Kopenhag’da Neler Yapalım?
Ailece stressiz bir tatil geçirebileceğiniz, çocuklarınızın hemen her yerde hoş karşılanabileceği, oyun alanlarının sıkıcı olmaktan uzak olduğu ve en seçicilerin bile yiyecek bir şeyler bulabileceği bir yer var. Kopenhag’a hoş geldiniz!
Norrebroparken: Nørrebroparken, tahmin edeceğin üzere Nørrebro Bölgesi’nde yer alıyor. Bizim evimiz burada olduğu için hemen her gün bu parktaydık ve kızımızı bu parktan zor aldık! Bir çocuğun kaliteli vakit geçirmesi için her şey var. Yaş grubuna göre oyuncaklar, bisikletler, scooter’lar, kum oyun alanı, normal park alanı ve minikler için sera… Bayılacaksın!
Playground in the King’s Garden: Park değil, ama çocukların keyifle vakit geçirecekleri bir durak diyelim. Ahşap figürler ve kum havuzları ile güzel bir oyun alanı, oynamak için 4 küçük çardak ve ebeveynler için çok sayıda bank var. Rosenborg manzarası da cabası.
Fælledparken: Kopenhag’daki en büyük park ve çok popüler. Çocuklar için oyun alanları, satranç oyuncuları için açık hava satranç masaları, spor alanları, dans pavyonu, diğer her türlü aktivite için yeşil çimenler ve 1 Mayıs işçi gösterilerinin yapıldığı Fælledparken.
Children’s Traffic Playground: Fælledparken’de bulunan oyun alanında trafik ışıkları, yol işaretleri, bisiklet yolları, benzin istasyonları ve çok daha fazlası bulunur. Çocuklar pedal çevirebilir veya bisiklet sürebilirken daha küçük çocuklar kendi mini parkurlarında üç tekerlekli bisikletleri deneyebilir. Kiralık bisikletler ve kasklar 2 ila 8 yaş arası (en fazla 130 cm) çocuklar için ücretsizdir, ancak çocuklar 130 cm’den uzunsa kendi araçlarını getirebilirler.
Superkilen Park: İkonik kareler arasında muhakkak göreceksin. Düzenli olarak şehirdeki en iyi manzaralardan biri olarak listeleniyor. Çok sayıda küresel tasarım ve mimarlık ödülü kazanmış. Superkilen, Nørrebro’da Bjarke Ingels Group, Superflex ve Topotek 1 tarafından tasarlanan bir kamusal alan aslında. Aileler, kaykaycılar ve ziyaretçiler arasında popüler; toplulukları bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Rasmus Klump Playground: Tivoli’nin içinde bulunan bu oyun alanı çok havalı. Çocukların sıra bekleme ve oyuncaklarda oturma sürelerini dengelemek için koşup oynayabilecekleri bir yer aslında. Oyun alanının hemen altında, birden fazla soyunma alanı ve bebeği emzirmek/beslemek için yeri olan özel bir aile tuvaleti de var. Küçük açık hava tiyatrosunda saat başı Rasmus Klump gösterileri de oluyor.
Den Blå Planet Danimarka Ulusal Akvaryumu, Kuzey Avrupa’nın en büyük akvaryumu. Çocuklar ve yetişkinler için benzersiz bir deneyim sunuyor. Hayvanat bahçesi var. Kopenhag ZOO’da 4.000’den fazla büyüleyici hayvanla tanışabilir ve sadece bir günde kıtalar arasında seyahat edebilirsin.
Alışveriş için tabii ki bir Danimarka markası olan Flying Tiger, LEGO, HAY Design. Oyuncakçı olarak diğer alternatifler Karussell ve Skovalfen. Ayrıca lokal çocuk kitapçısı Børnenes Boghandel.
Kopenhag’ın En Fotoğrafik En Renkli Caddeleri
Jægersborggade: Jægersborggade, Kopenhag’ın en işlek caddelerinden biri olan Jagtvej’e dik konumda. Trafiğe kapalı bölüme girdiğinde şehrin ortasında olduğunu bir anda unutuyorsun. Rahat kafeler, restoranlar ve paket servisi olan restoranlarla dolup taşan Jægersborggade, aynı zamanda yenilikçilerin favori caddesi olarak da biliniyor.
Strøget: Strøget boyunca yapacağın bir yürüyüşün, zaman ayırmana değer olduğuna seni ikna etmek için fazla bir şey söylememe gerek yok. Git ve gör; hahaha Şehrin ana alışveriş caddesi ve Avrupa’nın en uzun caddelerinden biri.
Magstræde ve Snaregade: Kopenhag’ın en eski ve en güzel caddelerinden ikisi. Renkli binalar (bazıları 18. yüzyıla kadar uzanan) arasında bir gezinti seni zamanda geriye götürecek ve şehrin gürültüsünden uzaklaşmanı sağlayacak.
Olufsvej: Osterbro semtindeki en renkli caddenin neresi olduğunu bir yerliye sorarsan seni kesinlikle Olufsvej’e yönlendirecek. Bu şirin küçük ara sokak, şehrin en büyük parkı Fælledparken ile mahallenin ana alışveriş caddesi Østerbrogade arasında kalıyor.
Sofiegade: Christianshavn’da yapılacak bir yürüyüş kesinlikle kaçırılmamalı. Kopenhag’ın olmazsa olmaz aktivitelerinden biri bu. Bu mahallenin en az binaları kadar renkli bir tarihi var. Ve neredeyse her köşede fotoğraf çekmek isteyeceğini söylemem yetersiz kalabilir. Wes Anderson’ı bile kıskandıracak kadar göz alıcı evi mutlaka görmelisin!
Gråbrødretorv: Şehir merkezindeki ana alışveriş caddesi Strøget’in hemen dışında bulunan bir meydan. Şüphesiz Kuzey Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri.
KruseMynetGade: Caddenin adı nane bitkisinden geliyor. Eski Nyboder evlerinin büyük bir kısmı, 1870-1872’de yapılmış. Yıllar içinde farklı renklere boyanmışlar.
Nyboder: 17. yüzyıldan kalma eski bir donanma kışlası binası. İkonik karelerden birini burada çekebilirsin. Danimarkalılar tarafından genellikle “Nyboder sarısı” olarak adlandırılan, belirli bir sarı tonuna sahip cepheleriyle tanınıyor.
Sankt Hans Gade: Kopenhag’da göllerin etrafında yürüyüşe çıkarsan No: 30 Sankt Hans Gade’ye biraz sap ve yaratıcı bir şekilde boyanmış evin önünde en iyi pozunu verdiğinden emin ol.
Pink Palads: Tam olarak bir sokak değil, 100 yıldan daha eski bir sinema. Instagram’ın da bu pembe saraya kesinlikle zaafı var.